Aralık ayında Konya ayrı bir heyecan yaşar.

Konya'da Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Üniversiteler, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlar ile STK'lar tarafından yeni yılın Ocak ayından itibaren Aralık ayının ilk haftasına kadar hummalı bir çalışma yürütülür.

Önce Mayıs ayında, Mevlana ailesinin Karaman dan Konya ya gelişi temsili olarak canlandırılır. Sonra Aralık ayında yapılacak törenler için çalışmalar hız kazanır.

Ekim ayından itibaren de, Hz. Mevlana’nın ‘Gel’ çağrısı için davetiyeler dağıtılmaya başlanır.

Şehir hazırdır.

Şehrin müdavimleri hazırdır.

Tema belirlenmiş misafirler beklenmeye başlanmıştır.

7 Aralık günü Bismillah diyerek anma etkinliklerine başlanır.

Sema gösterisi dünya da böyle hiçbir organizasyonun olmadığını zikretmeye başlar.

Bir şehir 10 gün boyunca dünyayı ağırlamaya hazırdır

İçindeki ses sevgi ve saygıdır

Hoşgörüdür.

İnsanlığa kardeşlik duyguları anlatılır.

Vücutlar olduğu yere yayılır.

Hatta yıkılır.

Dünya insanlığını dili, dini, ırkı, mezhebi dahil hiç ayrım yapmadan;

“Yine gel, yine gel! Kim olursan ol, yine gel!

Kâfir, mecûsî, putperest olsan da yine gel!

Bu bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” diyerek sevgi ve hoşgörü çağrısı bütün dünya da yankılanır.

Törenler ‘Muhabbet Vakti’ temasıyla yapıldı.

Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.

Şimdi törenlerin ardından derya deniz olan Hz. Mevlana hakkında ne söyleyebiliriz ki.

Zaten taa o yıllarda kendisi bizim cahilliğimizi tahmin ederek söylenecek ne varsa hepsini söylemiş.

Birkaçını ben aktarayım

“Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin

Kalp sevmedikçe el dokunmuş neylesin” 

“Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana” 

‘Bütün ilimlerin aslı, insanın kendisini bilmesidir” 

Kar gibi yağıp yeryüzünü kaplasan da, güneşin varlığıyla yok olup gidersin…

Aradığın seni arayandır.

İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara fakat kusuru arama.