Yol Hikayesi

Dede torununa tarla alanı hesaplaması yaptırmak için ölçüleri veriyor.

Yarım saat bekliyor ama cevap alamıyor.

Nasıl hesap yapıyor diye bakıyor ki; birçok harflerden oluşan işlemle hesaplamaya çalıştığını görünce; “Bu formülle gidersen daha çok bekleriz” diyor.

Adam bodrum kata demirden yapılmış döne döne inen daracık merdivenle inmekten usanınca diplomalı birini çağırıp geniş bir merdivenle aşağı inmek istediğini söylemiş. Hesaplama ve ölçme işi çok uzayınca arkadaşının tanıdığı demirciyi çağırıp meramını anlatmış.

Demirci ustası iki günde merdiveni yapıp getirmiş ve yerleştirmiş.

Konya’nın Sarayönü ilçesi ile Ladik Mahallesi arasındaki tek şeritli yolda yenileme çalışması yapılmış. O yoldan geçenlere, “Eski yol mu, yoksa şimdi yapılan çalışma sonucu oluşan yol mu daha iyi ?” diye bir sorun bakalım.

Hangi cevabı alacaksınız.

İhaleyi yapan yetkililere soruyoruz.

Yol çalışması yapılırken denetleme yapıldı mı?

Alt yapı malzemesinin kalitesi belirlendi mi, bu malzeme serilirken yer yer çökmeler oluştu mu?

Yolun yağmur suyu meyli standart ölçüde verilmiş mi?

Yol genişlemesi yapıldı mı. Ya da burada ne tür bir çalışma yapıldı?

Yolda dalgalanma var mı?

Yol trafiğe açılmasına rağmen araçlar sekmeden gidebiliyor mu?

Kış aylarında çökmeler olursa sorumlusu kim olacak?

Kamuoyuna açıklayın bizde vatandaş olarak öğrenelim.

Çocukluğumuzda bize anlatılan bir yol hikayesi vardı.

Konuyla bir ilgisi yok ama çok eski yıllarda anlatılan hikayelerin bile ne kadar güzel olduğunu hatırlatmak için paylaşayım istedim

Yol yapımı için uğraşan uzman ekipler, dağda öyle bir yere gelmişler ki tıkanmışlar, yolu nereden devam ettirecekleri konusunda kararsız kalmışlar. Oralarda keçi otlatan yörük çoban, birkaç gündür çalışma yapılmamasını merak edince ekibinin yanına giderek “Birkaç gündür çalışma yapmıyorsunuz. Sebebi ne ola ki” diye sorunca ekibin içinden biri şöyle cevap vermiş.

“Yok çoban kardeş. Yolu nerden devam edeceğimiz konusunda teknik araştırma yapıyoruz. Toprak ve kaya örnekleri gönderdik. Tahlillerden sonra planı işleteceğiz.”

Çoban yüzünde oluşan alaycı bir gülümseme ile, “Bundan kolay ne var? Toz kireç varsa, ben size hallederim!” Tahlil sonuçlarını beklemekten canları sıkılan uzman ekip eğlence bulmanın sevinciyle,

“Olmaz mı elbette var. Peki ne yapacağız?”

“Şimdi bu kireç çuvalını benim eşeğe yükleyip, altını da delecez. Eşeğe deh’ deyince hayvan en sağlam, en güzel güzergahı bilir oradan gider. Eşek sağlam olmayan yere basmaz. Kireç ardından döküldükçe sizde yolu o ize göre yaparsınız!”

Uzman ekip, kireç çuvalını yörük çobana verdikten sonra, onun çuvalı eşeğe yükleyip, dehlemesini eğlenerek izlemişler. Lakin üç gün sonra istedikleri tahlil sonuçları geldiğinde şaşırıp, kalmışlar. Çünkü sonuç çobanın eşeğinin izinin aynı istikametini vermiş.

Birkaç gün sonra çobanın keçi sürüsünü telaşlı telaşla sürdüğünü görünce yine merak edip sormuşlar.

“Çoban kardeş nedir bu telaş?”

Çoban onlara cevaben “3-4 saate varmaz şiddetli yağmur gelecek. Biran evvel çardağa varmak dilerim. Sizin de çadırlar aynı yerdeyse onları hemen sökün aha şu yan bayıra kurun. Telef olmayın.”

Uzman ekip gülerek şu çevabı vermiş. “Sen telaş etme kardeş. Biz rapor aldık. Bir hafta yağış yok.”

Çoban: “Benden söylemesi arkadaşlar. Gayrısını siz bilirsiniz” Gerçekten de 4 saat sonra öyle bir yağmur kopmuş ki? Seller sular olmuş, uzman ekipler canlarını zor kurtarmış. Çadırları, malzemelerini sel götürmüş. Sabah olduğunda ölümden dönen ekiptekiler, şantiye yetkilisine şöyle bir istifa dilekçesi yazmışlar.

“Buraları iyi bilenler varken, bizlere lüzum yoktur!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.