Prof. Dr. Aynur ÖZBAHÇE

Prof. Dr. Aynur ÖZBAHÇE

Kuantum Sırları ve Yaşam

Geçen hafta evrenin işleyişine yönelik mucizevi gerçeklikler açığa çıkaran ‘Çift Yarık Deneyini’ anlatmıştım. Deneyle klasik anlayıştaki maddenin en küçük parçacığının ne atom ne de bilinen manada maddenin öyle de katı, somut, sert bir şey olduğu gerçekliği açığa çıkmıştır. Ayrıca deneyde canlı cansız evrendeki tüm varlıkların en küçük yapı taşının atom değil büyükçe bölümü enerji bulutundan oluşan kuarklar olduğu anlaşılmıştır.

Ancak tüm bu gerçekliklere rağmen bunları tam olarak anlamakta, algılamakta ve yorumlamakta halen sorun çekiyoruz. Peki neden?

Kanaatimce öncelikle yaradılış gereği çok sığ bir bilince sahip olan bizler, bu gerçeğe çok dar bir çerçeveden bakıyoruz ve bu sığlık da konuyu tam olarak anlamamıza ve algılamamıza engel oluyor. Diğer bir neden de ‘zekâ ile bilinç’ kavramlarını karıştırıp, çoğu zamanda aynı şeylermiş gibi düşündüğümüz için cansız varlıklarda bir bilinç olabileceğini anlayamıyoruz. Oysa düşündüğümüzün aksine bilinç ile zekâ aynı iki şey değildir. TDK ifadesi ile ‘zekâ, zihinle birlikte öğrendiklerini, daha önceki deneyimlerinle karşılaştırıp yeni durumlara uyumlanma, yeni çözümler geliştirme ve duruma karşı yeni çözüm yolları bulma yetisi; bir başka deyişle zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir’. Bilinç ise ‘olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisidir’. Deneyde de fotonlar gözlendiğini hem fark etmiş hem de gözlenme ile davranışlarını değiştirmişti.

Kuantum fiziği ile elektronların çekirdeği çevreleyen görünmez bir enerji bulutu içinde çokça olasılık yani dalga fonksiyonu halinde davrandığı ve atomların klasik anlayış kabulüne göre de öyle katı, sert, maddesel olmayan; daha çok enerjiden ve çok az maddeden oluştuğu gerçeğini artık kabul etmemiz gerekiyor. Daha çarpıcı olansa elektron alanın %99,999999999999 boş alan sadece geri kalan 10-12’lik gibi kısım klasik anlamda maddedir. Yani klasik bakışla görünen evren işte bu kadar küçücüktür.

kuantum-sirlari-ve-yasam.jpg

(a) klasik atom görüntüsü (b) kuantum fiziği ile atom görüntüsü

Ancak bu boşluk bildiğimiz anlamda bir boşluk değildir. Şuan sahip olduğumuz bilinç düzeyi ile göremediğimiz, algılayamadığımız yani beş duyumuzla fark edemediğimiz bir boşluktur. Bu boşluk kuantumsal evrenin ta kendisidir. İşte bu sebepledir ki kuantum fiziğinin açığa çıkardığı gerçeklikler salt fizik bilimini ilgilendirmiyor. Bu olağanüstü gerçeklik tam da günlük hayatımızın her anlamda merkezini oluşturuyor.

Bulunduğumuz evrenle en iyi uyumu ancak yaşadığımız dünyayı daha iyi anlayarak ve işleyiş mekanizmasını çözerek sağlayabiliriz. Satın aldığımız her teknolojide var olan kullanım kılavuzu gibi düşünün. Cihazı bu kılavuzuna ne kadar sadık kalarak kullanırsak cihazdan en efektif ve en sürdürülebilir bir şekilde faydalanmış oluruz değil mi? İşte bu sebeplerle kuantum gerçekliği evrenin şifrelerini çözmede hayat ışığımızdır; çünkü evrenle uyumlanarak sağlıklı, mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşamanın kodlarını açığa çıkarır.

Kuantum bilinç sistemi her alanda sunduğu ufuk açıcı yep yeni bakış açısıyla yaşamı, hayata bakışı ve bedeni fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal açıdan geliştirirken; evrenin yasaları ve işleyişi ile uyumlu hale dönüştürmeye katkı sunar. Bu haliyle kolektif bir yaklaşımla insanı sil baştan hem de olması gerektiği gibi yeniden şekillendirme ve dönüştürme gücüne sahiptir. Peki sonuçta ne mi olur? Kendinin en iyi versiyonuna sahip olursun.

Unutma kuantum evreninde sırlara yolculukta yalnız değilsin! Sevgi ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.