Toplumun yarısı olan kadınlarımızı, bir günlük kutlamaya sığdıramayız. Kadın insanın güneşi, İpek toprağı ve aydınlık geleceğidir. Abartı değil kadın yoksa yaşamda yoktur. Bitkilerin gelişimi güneşe bağlıdır. Kadınların olmadığı yerde güneş de yoktur çoğalma da yoktur. 8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü olarak belirtilmiştir. Gelecek bir güne sığar mı? Erkeğin adam olduğu yerde her gün kadınlar günü demişlerdir. Çok da doğru demişler bence.

Bazı durumlarda toplumun üstünde kara bulutlar dolaşmaya başlar. Böylesi bir durumda huzurda olmaz. Kadını öldürme ve dayak değil, inciten bile insan olamaz. Bir adım daha atalım kadın öldürenlere insan denemez. Bizde nedense son yıllarda kadın cinayetleri çok yaygınlaştı. Dünya emekçi kadınlar gününde saat ona gelmeden haber kanallarına üç kadının eşleri tarafından vahşice öldürüldüğü haberleri düştü. Yani bir güne sığdırılan kadınlar gününün bir anlamı kaldı mı? Canlar vahşice katledilirken dünya emekçiler kadın günü kutlanır mı?

Kadınlar toplumun aydınlık yüzüdür. Toplumun sönmez ışığı, solmayan gülüdür kadınlar. Kadınlar cehalete ve karanlığa kalkandır. Kadınlar haksızlığa ve adaletsizliğe meydan okuyan vicdan sahipli kişilerdir. Her yerdeki güzelleşmede iyilikle ve doğrulukta mutlaka kadın eli vardır. Onların aydınlığı gelecek nesillerin de aydınlığıdır.

Kur'an'ın ilk emri okudur, emir böyle olunca kadın okumaz denebilir mi? Kadın insan değil mi? Onların okuması her şeyden daha da önemlidir. Cehalet cellatları onları eve kapatmayı düşünmektedirler. Onların yeri evleri ve erkeğin yanı demişler. Elbette evi ve eşinin yanıdır. Kadınlarımız arkadan giden değil önden giden olmalıdır. Kadınların okumasından ve aydınlanmasından alıkoymaya hiçbir güç yetmez. Kadının aydın olmadığı yer karanlık ve huzursuzdur. Hiç kuşku yok ki vatan savunması analardan öğrenilir. Onların yavruları için gösterdiği özveri yurttaşlık bilincini kazandırır. Onlarsız ilerleme pusulasız gemi ile yola çıkmaya benzer. Boşu boşuna kürek çekmeye benzer.

Analar insanı var eden en yüce varlıktır. Kendisi zaten en yücedir. Karanlık güçler tarafından neden analar hedef alınır? Neden onları eğitimin dışında eve kapatılmak istenir? Merhametli, adaletli insan oldukları için hedef seçilirler.

Yurdumuzda çok büyük bir felaket yaşandı. Herkesin yüreği gerçekten yandı. Analar bir başka yandı. Deprem de yavrularını yitiren annelerin acılarını ifade edebilmek çok zor. Onlar yaşıyor olsalar da yürekleri solar ve çöp gibi kurur. Hiçbir kültürde kadını aşağılama yoktur. Bizim dinimiz kadar anayı kutsayan dinde yoktur. Yani anaya, kadına değer vermeyi ifade etmeye çalışıyorum. Farklı davranmayı şöyle geç, öf bile demeyin demiştir anaya. Anadan söz ediyoruz amma, ana neyse kadında kızı da odur. Analara gösterilen saygı ve değer bütün kadınlara gösterilmelidir. Onun için tekrarlamış olalım anneleri döven onlara kötü muamele eden, öldüren insan olamaz.

Eski köylerde yaşayan kadınların çektiği çileler sözle ve yazı ile ifade edilemez. Zamanın durduğu anlar veya işin bitmediği zaman olur mu? Analar için çözüm kolaydır. Geceyi gündüze katarak işleri tamamlarlar. O analar için yaşama çalışmadır. Gece de gündüz evde dışarıda çalışırlardı. Onların köylerden çekilmesiyle, köylerde tarımda gerilemeye başladı.

Anadolu kadını yabandan geleni tanrı konuğu bilir. Gelenin bereketi ile geldiğini gönülden inanır, hisseder. Konuğuna karşı çok cömert davranır. Gelirken mutlu olur, gülerek yolcu eder.

Toplumda en büyük tehlike cehalettir. İtaat etme ve boyun eğme salık verilir. Sen niye durmadan değişiyorsun sormaları istemez. Oldukları hale razı olmaları beklenir. İtaat etmeleri, söylenene harfiyen uyumalarını beklenir. Gelişmek için emek ve çaba içine girmelerini istemezler.

Cahil neden niçin demeyi bilmez. Farklı düşünceleri anlamaz, anlamak istemez. Onun için tek doğru vardır. Onun bildiğidir. Güzel duygulara ve iyiliğe kötü cevap verirler. Karanlığın akıntısına uyarak gürül gürül karanlığa koşmaları istenir.

Eylemde ve işte aynı şekilde durup kalmaları istenir. Aynı durum sosyalleşmede de görülür. Girdiği kalıbı kırıp yenilikleri deneyemezler. Kısaca öğrenmeye öylesine kapalılar ki... Onları hiçbir irade yeniliklere ve güzelliklere yelken açtıramıyor.

Onları bulundukları duruma, kanallarından girersen coştuklarını görebilirsin. Farklı görüşlere daima kapalı kalırlar. Yeni şeyleri öğrenme kendini yenileme ve geliştirme gözlenemez.

Cehalet karanlığından çıkmada sorumluluk analardadır. Güzel gelecek ve aydınlık onlardan beklenir. Onlar cehalete teslim olmuşsa orada değişim ve gelişim beklemek beyhudedir.

Solmayan gül, batmayan güneş analara kadınlara aydınlık yakışır. Onların aydınlığı bütün karanlıkları ve cehaleti ortadan kaldırır. Cehaletin kökten yok edilmesi anaların elindedir. Onun için anaların sözlerine güvenelim. Onların yürekleri sadece sevgi taşırlar. Ömür boyu kin ve nefretten uzaklaşarak yaşamayı sürdürürler. Kadın insan, biz insanoğlu diyor Neşet baba ve söz de, her şey biter. Anaların yüzü gülerse, her gün bayram olur değil mi?