Mustafa ÖZLÜK
Bereketli Topraklarda
Bereketli toprakların üzerinde yoksul yaşamak olacak şey değildir. Yoksulluğun yakamızdan düşmesi için neler yapmamız gerekir. Bu sorun kişisel değil toplumsal bir sorundur. Verimli ve bilimsel şekilde topraklarımızın işlenmesi gerekir. Mutlaka örgütlenip kooperatifleşmek gerekir. Şu anda tarlada karpuz iki lira ama tüketici on-on beş lira arasında alıp yiyor. Hiçbir ürün tarlada veya yetiştirildiği yerde değerini bulmuyor.
Su, hava, toprak, güneş yaşam kaynağımızdır. Onların korunması temiz kalması için her insan sorumlu ve görevlidir. Görevini yerine getirmezsen kirlendiği zaman zararı sen ile birlikte herkes görecek.
Doğduğum toprakların her yamacında pınar vardı. En umulmadık yerde göletler oluşurdu. Davar ve hayvan güderken koca gölette buluşalım derdik . Haziran sonuna kadar su olurdu gölette. Akıntı yönünde hafif açarak akmasını sağlardık.
İlçemiz de gerçekten verimli topraklar vardı. Geniş meralarında hayvancılık yapılırdı. Kısaca dualı bir yerdi Derbent. Başucu pınar, ayakucu göldü. Iklim değişikliği ile her şeyi kaybettik. Çevreyi korumak için hiçbir şey yapılmadı. Yıllara meydan okuyan çamlar ve ormanlar acımasızca kesilip, tüketildi.
Öylesine kar yağardı ki Aladağ ve çevresine. Nisan ve Mayıs aylarında en az yarım metre kar örtüsü olurdu Ekinler sararmasın diye kar delinerek karın üstüne toprak atılırdı .Karın altında ısınma ile ekin sararmasın diye toprak yayılırdı kar tez erisin diye .Her yer kar örtüsü altındaydı.
Gerçekten en az temmuz sonuna kadar her yerde su fışkırırdı. Çok berrak sular ,pınarlar vardı. Elimizle veya eğilerek kana kana su içerdik her yerden.
Geldik bugünlere. Köyümüzün birinde içecek su yok. Derbent Belediyesi depoya tankerle günde su dolduruyor .İçme ve temizlikte kullanacakları su gereksinimleri böyle karşılanıyor . Hiç pınar suyu yok. Öylesine değişmeyi yaşayan olarak inanmıyorum .Çoğu köy çeşmelerinde cici parmak kalınlığında akıyor. Bu aylarda su resmen hoplardı her yerden.
Toprağın bereketi suya ve yağmura bağlı .Şu geçen Mayıs ayında yağmurlar olmasaydı ekinler işlenecek duruma gelmezdi diyorlar. Suyun ,toprağın kıymeti anlaşıldı. Ama çok geç kalındı. İnsanlar bu sular da kaybolursa diye çok karamsarlar.
Konya Belediye Başkanları mevsim durumunu erken gördüler. Su tasarrufunu her alanda uygulamamasını yayınlanmaya başladı. Suyu idareli kullanmaya çağırdı halkımızı. Çoğu yerde eskisi gibi bahçe sulamaya izin yok artık. Kazanılmış haklar korunuyor. Kısaca herkes tasarrufa çağırıyor evde dahil. Her yerde tasarruf hepimizin yararınadır.
Cumhuriyete uzun süren savaşlar sonucunda ulaşıldı. Yıllarca süren savaşlar yoksulluk getirdi. Üretim yapacak erkek yoktu. Yalın Olmasa da açlık ve kıtlık vardı her yerde .
O zamanlar kızım rahat etsin fikri yoktu. Kızının karnı doysun diye tarlası, çifti, öküzü ,ineği ,davarı olana kız verilirdi. Karnı doyurmak hünerdi. Nerede kaldı o günler ?Şimdi kızım nerede rahat eder anlayışına gelindi. Yavaş yavaş köyler boşaldı. Üretim küçümsendi .Çalışmaya hor bakıldı. Rahatlık tercih edildi. Doğa korunmadı. İşte susuz kalma kapıya dayandı .
Güneş, kum ,deniz,hava kirlendi. Karın doymazsa, yaşayacak kadar yeme ve içme olmazsa her şey anlamını kaybeder. Taş ocağı ,maden ocağı doldu. Doğaya hoyratça saldırıldı. Zeytinler ve ormanlar kesildi .Maden çıkarılmasın demek istenmedi. Bilimsel olarak ve doğaya zarar verilmeden çalışma yolu seçilmelidir. Madenler çıkarılırken kolay kazanılmadan başka bir şey düşünmedi .Sonuç yavaş yavaş bugünlere devrildi.
Maden değil, para bile yenmez. Para karın doyurmaz, onsuz da olmazmış denildi. Soluk alacak hava, ekmek yoksa para ne? İnsanı yaşatan hava, su, gıdalardır. Bunlar yok olduğumu insanda yok olur. Ha Ne olur parası olanlar para ile birlikte gömülür .O da ne yaparsa parayla.
Atalarımız dökme suyuyla değirmen dönmez demişler. Taşınan suyun kaynağında tükenirse...İnsan düşünmek bile istemiyor.
Anadolu gerçekten çok bereketlidir. Abartma değil tarım ürünlerinin ilk üretildiği yerdir. Uygarlık merkezidir. Anadolu'da dünyanın gözü vardır. Gözleri çıkasılar doymadı. Ülkemizin üzerine oynanan oyunları hiç bitmedi. En çok dirliğe ,birliğe ihtiyacımız olan günleri yaşıyoruz. Yurdumuza oynanan oyunları bozalım .Bağımsız ve özgürce ,demokrasi ile yaşamaya devam edelim.
Susuzluğun, kulaklığın, kıtlığın sonucu Orta Asya'dan göç etmişiz. Bir daha göç şansımız yoktur. Onun için Anadolu'nun kıymetini bilelim. Dağ, ova, deniz, orman ve kıyılarımızla fazla oynamayalım. Doğayı koruyalım ve geliştirmek için bilimsel çalışma yapalım. Yok olma, yoksul kalmamak için birlikte çok çalışmalıyız.
Çevreyi koruma bilincini kazanırsak ,çevrede bizi korur. Onu ne kadar hor kullanırsak o da bize hor bakar. Yeşili koruyalım ve sevelim, havamızın suyumuzun kıymetini bilelim .Topraklarımızı koruyalım. Çevre bilincini geliştirerek herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi yurttaşlık sorumluluğudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.