Her ülkenin kendine göre kalkınma ve gelişme hedefleri vardır. Temel hedef sanayi ve tarım üzerinedir. Genellikle sanayi ve teknoloji öncelik olur bazı ülkelerde. Herkesin tercihini kendisine bırakalım. Biz kendi ülkemizin tercihlerine bakalım. Bilime ve teknolojiye çok önem verelim.

Türkiye bir tarım ülkesidir. Zaman içinde sanayiye de yöneldi. Çok olumlu gelişmeler görüldü. Tarımı ikinci plana atacak anlayış üstün gelmeye başladı. Tarımdan ürettiğin birkaç ilin ürününü satsan bir uçak alaman propagandası yapıldı. Uçak yapılmasın demek cehalettir. Tarımı küçümseme de körlüktür. Gün bir öğün üçtür. İnsan yeterli beslemeden üretebilir mi? Tablo dünya için de insanlık için tehlikede.

Teknoloji öylesine gelişti ki...İnsansız, robotlarla üretim yapılabiliyor. Tarımda aynı duruma geldi. Aynı şeyler tarımda da hakim olma ya başladı. İnsanlar ne yapacak, işsizlik ve beslenme sorunları nasıl çözülecek?

Gerçekten bilgi, kültür ortak geleceğimizi korunmalıdır. Birlikte kurtarmaya yönelik çalışma yapılmalıdır. En başta insanı kaynak gerekir. Para kazanmayı robotla çözmekle işler bitmez.
Teknoloji çok ileride bankacılığı ortadan kaldıracaktır. Bir ilde belki bir şube olacak. ATM ve mobil bankacılıkla işler yürütülecek, yürütülebilecektir.

Özellikle ülkemizin hem teknoloji hem de tarımı öncelememiz gerekir. Geçen hafta içinde Bursa'dan bir haber gazetelerde, bir inekten yüz kilograma yakın süt veriminize ulaşıldığı yazıldı. Üç aşağı beş yukarı haber doğrudur.

Buradan şuraya gelmek istiyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarında köylerde bulunan kara inekler üç, beş kilogram arasında süt verirdi. Bazı inekler sütlü yavrusu için saklar derlerdi. Kırk haneli bir köyde hayvan taşımayan aileleri de düşünürsek... Bir köydeki kara ineklerin sütünü bir hayvandan alacak duruma geldi. Sütün yağ oranı ve kalitesi şöyle dursun. Tarımda lider olunabilir. Bu teknoloji kadar önemlidir.

Şimdi anlamlı bulmuyorum. Derslerimizde öğretmenlerimiz dünyadaki en büyük şehirleri cazip göstermeye gayret ederlerdi. Teknoloji yetersizliği ve verimsizlik köyleri boşalttı. Fazla nüfus şehirleri rahatsız etmeye başladı. Su, hava temizlik gibi sorunlar baş gösterdi. Köyden, kente göçte yetersizleri etkili oldu. Şimdi aynı yetersizler şehirde görülmeye başladı. Hepsini bir kenara koysak, susuzluk kapıyı çaldı.

Şu andaki koşullar, kentten köylere göçü başlatacak duruma geldi. Köyü, kenti insanca yaşanabilecek hale getirmek gerekir. Köylerde, okul, sağlık hizmetleri sağlanmalıdır. Köye yol yapmak yeterli olmaz. Orada verimli üretim yöntemleri sağlanmalıdır. Köylüleri bulundukları yerde geçimini sağlayacak duruma getirilmelidir. Aracılara kaptırmadan, değerinde satabilmek için kooperatifleşmeleri sağlanmalıdır.

İş parti işi hiç değildir. Vatan ve millet sorunu olarak görülmelidir. Birlik içinde akıllıca çözümleri üretmek içinde olunmalıdır. Herkes mesleğini ve işine sahip çıkmalıdır. Türkiye iklimi masaya yatırmalıdır. Bölgelerimizin iklimi ve havası göz önüne alarak ürünler ekme planlanmalıdır .

Ziraat mühendisleri masada değil, tarlada olacak şekilde yetiştirilmelidir .Bursa'daki örnek bütün Türkiye'nin her noktasına taşınmalıdır. Taşımak için altyapılar, gerekli planlamalar yapılabilir.

Kalkınma hedefleri bilimsel çalışmayı gerektirir. Tarımda teknolojik gelişmelerle alt başı gitmelidir. Biri olmadan ötekinin olmayacağı anlaşılmalıdır. 10 yıllık 50 yıllık 100 yıllık kalkınma planları yapılmalıdır. Yapılacak işler rant için değil insan için olmalıdır .İnsanın bulunduğu yerde geçimini sağlayacak ,mutlu yaşama kavuşturma yolları araştırılmalıdır.

Bu güzel ülke maddi ve insan kaynakları yetersizliğini aşarak bu günlere geldi. Kuruluş Savaşı başlarına dünya teknolojisine baktık yolumuzu çizdik. Artık başkasının ve eline bakmayalım, teknoloji ve yeniliklerin peşinde taklitçi olmayalım. Örnek gösterilecek, takip edecek ülke olalım. Bilgi ve insan gücü olarak potansiyelimiz var. Doğru şekilde kullanabilmek gerekir.

Türkiye tarımda kendine yeteri ülke tekrar olmalıdır. Bu nüfusumuzun iki veya üç katı insana kesinlikle doyurur. Eksik olan ne? Planlama, çalışma, verimli üretmektir.

Sofra ekmeksiz olmaz, ama kapının önünde araba olması olur. Yeryüzünün en büyük çığlığı açlıktır. İhmal edilemez ekmek.