Vatan ve millet sevgisi sönmeyen ışıktır yurtsever yüreklerde. Kuvayi milliye ruhudur sevda vatana. Özgür ve bağımsız yaşama hakkını ödünsüz kullanabilmektir. Kuvayi milliye ruhu taşımayan vatan ve millet için özveride bulunamaz. Milli ruhtan yoksun olanlar menfaat peşinde koşanlardır.

Vatanımızın üstüne 19 Mayıs 1919'da bakmayacak güneş doğdu. Ebedi yurda 30 Ağustos Zafer Bayramı ile kavuştuk. 30 ağustosların 102.'yılını yaşamanın gururunu taşıyoruz milletçe.

Samsun'dan Amasya'ya geçerek kararlılığımızı milletimize haykırdık. " Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Vatanın bütünlüğünü milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. ' Gökteki güneş yerdeki toprağı ısıttı. Umudumuz ve inancımız kurtuluş için pekişti. Kararlı bir şekilde yurdumuzun çeşitli yerlerinde başkaldırılar başladı düşmana. Dağlardaki, dağınık Kuvayi milliyeciler kurtuluş için yeniden çoban ateşini başlattılar yurdun her yerinde. Vatan aşkı ile çarpan yüreklerin, ateşini hiçbir güç söndüremeyecekti. Dağınık güçler birleşerek, çoğaldılar ve başarıya koştular.

Bütün yüreklerde vatan için yanan ışıklar ve umutlar Erzurum'da birleşti. Mustafa Kemal Atatürk çocukluktan beri aşık olduğu askeri elbisesini Erzurum'da çıkardı. Anadolu'nun yurtsever bir Ferdi olarak yoluna devam etti. Üç yıl sonra 26 Ağustos hazırlıklarında cephede askeri elbisesini yeniden giydi. Arkadaşları ile her aşamada fikir alışverişi içinde oldu. Yerel başarıları ve kendi çalışmalarını sürekli olarak sakladı. Başarıların yükselmesine karşı emperyalistlerin düşmana desteğinin artacağını çok iyi biliyordu. Onun için görünmeden hazırlıkları tamamlayabilmek için oyalıyordu onları. Cephede iken Mustafa Kemal Ankara'da askerler arasındaki futbol maçı izliyor diye haberler yayılıyordu. Bütün paşalarla birlikte cephedeki gelişmelere izleyip ona göre plan yapıyorlardı birlikte.

Vatanın kurtuluşu, milletin özgürlük umudu burada gerçekleşecekti. Sürekli ortak akıl ile birlikte, tartışma ile kararlar alındı. Yapılacak bir hatanın milletin geleceğinin yok olacağını çok iyi biliyorlardı. Onun için bu kördüğümün başarılı bir şekilde çözülmesi gerekiyordu. Önceden yapılan kongrelerdeki alınan kararlar adım adım uygulanmaya geçirilmişti.

Erzurum'dan sonra yurdun bütünlüğünü kapsayan, dünyaya meydan okuyan mesajlar Sivas'ta da verildi. Bizim mücadelemiz vatanımız ve milletimiz için olduğu kadar mazlum milletler içindir. Hakkı olan insanlara barış ve huzur içinde yaşayabilmesini sağlamaktı mücadelemiz.

27 Aralık 1919 yılında Ankara'ya geldiler. Dört ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açmayı başardılar. Meclis açıldıktan sonra bütün kararlar mecliste alındı. Ilk iş olarak dağınık güçleri birleştirerek, düzenli orduyu kurmaktı. Hızlı ve başarılı şekilde düzenli ordu kuruldu. Halkımızdan güçleri ölçüsünde ordumuza maddi ve manevi destek sağlandı.

Sevr Anlaşması bahane edilerek Osmanlı'nın başkenti İstanbul emperyalizmin karargahı haline geldi. Yurdun büyük bir kısmı işgal edildi. Gözde şehrimiz İzmir'de işgal edilmiş. Anadolu'yu parçalayıp Türkleri yurtsuz bırakarak kendi egemenliklerinin altında faydalanacakları küçük devletleri kurma yarışı içindeydiler. Samsun'dan doğan güneşin onları yakacağını görmediler. Çünkü onlarla işbirliği içinde olanlar vardı. İşgali ve yağmayı seyredenler de çoktu.

İnönü zaferleri ile asırlarca ters dönen talih yenilmişti. İnönü savaşları, Dumlupınarlar muharebesi, Başkomutanlık meydan muharebesi zaferle sonuçlandı. Böylece başarma, kazanma yenme ve yok olmama umudumuz arttı. Birliğimiz düşmana karşı pekişti. Akdeniz Hedef gösterildi. Hedefe doğru hızla ilerlendi. 26 Ağustos ta başlayan taarruz 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlandı. Emperyalist güçler yenildi. Bu yenilginin sonunda Ege'de konuşulacak bir şey kalmadı. Trakya'dan çekilmeleri için görüşme yapılabileceğini bildirirdi onlara. Onu koruyan ve koruyacak milli ruha sahip olanlardır. Kıbrıs konusunda İnönü'ye mektup yazan Amerikan Cumhurbaşkanına, milli ruha yakışan cevabı aldı. Egemenlik hakkı kutsaldır. Vatanı savunmak için hakkını bilmek gerekir.

Bütün Emperyalist güçlere hodri meydan. Yeni bir dünya kurulur. Türki'ye orada yerin alır. Kararlı duruş karşısında bütün emperyalist güçler boyun eğdi. Bağımsız ve özgür yaşama hevesini bilenler baskılara boyun eğmez. Onlardan korkmazlar. Ulusal egemenlik haklarından ödün verilmedi. Yurtsever olmak milleti için her şeyi göze almayı gerektirirdi.

İlk adımda ülkemiz barış istedi. Barış isteği kabul edilmedi. "Bizi yok etmelerine karşı savaştık. Milletin hayatı tehlikeye girmedikçe çıkarılan savaş, değil cinayettir. 'Öyleyse esası barıştır diyor Atatürk. Çok barış için el uzatıldı. Barış için uzatılan elimiz havada kaldı. Barış isteği karşılık bulmayınca vatanı ve milletin bağımsızlığı ve özgürlüğü için 102 yıl önce Kocatepe'ye çıktı. Vatan ve millet için tehlike olursa milletimiz için hep nöbette ATATÜRK.