Dünyanın akupunktur noktasında duruyoruz. Bu duruş, Türkiye’ye özel bir önem kazandırıyor. Dünya’da söz sahibi olan ve olmak isteyen devletler bizim topraklarımızda bir iğne sahibi olmak için yarışıyor.

*

Türk Milleti gerek mezhep gerek etnik tabanlı tüm fitne ve fesat çıkarma projelerine pabuç bırakmadan yüzyıl önce emperyalist, sömürgeci ve İslam düşmanı devletlere rağmen Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devleti kurdu, bu güne getirdi. Bunu hazmedemeyenler hala acı çekiyorlar. Bu yüzden, o birileri, milletimizin duruşunu bozma, gücünü bölme yarışına devam ediyorlar. Amaçları hala aynı, sadece yöntem değiştiriyorlar.

*

1980 öncesini hatırlayın, milletimiz sağcılar ve solcular diye bölünmüştü. Bizim savaşımızın, Türkler ve Türk düşmanları arasında olduğunu anlamayan bazı kardeşlerimiz, Sağcı ile Solcu veya Milliyetçi ile Ümmetçi veya Cumhuriyetçi ile Osmanlıcı veya Atatürkçü ile Abdülhamitçi veya Alevi ile Sünni, bunların yetmediği yerde Türk ile Kürt hatta Atatürkçü ile Kemalist gibi düşmana hizmet eden ayrıştırma projelerine kandılar! Alet oldular, bazıları hala da alet olmaktalar…

*
Irkçılık korkusundan Türk demeye çekinen Türkler ve Türk gibi görünenlerin rolünü de yabana atmamalı. Milletimizin gücünü bölmeye çalışanlar, kandırma projelerinde dinimiz İslam’ı kullanmakta oldukça başarılılar! Emperyalist, İslam düşmanlarının müslüman demek için bile Türk sözcüğünü kullandığını bilmeyen kardeşlerimiz bu tuzağa kolayca düşüyorlar.

*

Kandırıldıklarını anladıklarında fark etmiş olmalılar ki iş işten geçiyor ve vatan toprakları nice mundar akupunktur iğnesi ile dolmuş oluyor. Hala fark etmeyenlerin olması da milletimizi bölmek için kurgulanan fitne ve kandırma projelerinin ne kadar derinlere indiğini gösteriyor.

*

AKP, kanmış olduğu yalanların kendi canına kast edeceğini daha önce düşünememiş olacak ki, ağza alınmayacak sözler ile saldırdığı MHP’nin açtığı kucakta siyasi yaşamını sürdürebildi.

*

Bu kucak bir partiden öte ülkücü görüşün kucağı idi. Bu kucak devleti ve milleti her türlü kişisel menfaatin üzerinde tutanların kucağı idi. Önceden sağ kolu altına fetö, sol kolu altına bölücü terör örgütünü alarak gücüne güç katan AKP’nin kolları MHP ile kucaklaşınca aşağı inmiş ve kapanmalıydı. Nasıl kapanmasındı? AKP, hem sağ kolu altına, hem sol kolu altına aldığı her iki grup tarafından da kandırılmış(!) durumda idi...

*

Bu kandırılma kendisi ile birlikte devletin de milletin de canına okuyacak seviyeye gelmişti.

Nasıl kandırılmaktı bu? Bu detaylar için zaman yoktu ve önemli olan devletin bekası için kandıran güçleri uzak tutmak idi. MHP’nin açtığı kucak bunu yaptı!

*

Ancak kanma ve kandırma üzerine yetişen kişilerde oyun ve entrika bitmez! Bunların kendilerine uzatılan eli nasıl ısırdıklarını, açılan kucağı nasıl dağıttıklarını anlatan hikayeler doludur milletimizin hafızasında.

*

Birileri AKP ile MHP arasına fitne sokmaya çalışırken, diğerleri Ülkücüleri birbirine düşürüp ayırmaya ve sonra MHP ile İYİ Parti arasına fitne sokmaya çalışıyor. Büyük resim, AKP yanında duran ülkücüler ile CHP yanında duran ülkücüleri birbirine düşürmeye çalışanları gösteriyor.

*

Kanmayın bu fesat sözlere, durun durduğunuz yerde... İşin aslını arayın, gerçeğe bakın hep birlikte; Ülkücü yerinde ağırdır. Söz konusu vatan olunca, sağ sol ayırmadan Ülkücüler her tarafta bulunmalıdır! Bu duruş milliyetçilik dengesinde olmalı ırkçılık batağına taşmamalıdır. Bilek gücü yerine beyin gücü esas alınmalı, ümmetçilik adına milliyetçiliği ayaklar altına alan kafanın milletimizi başka milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi ettiği de anlaşılmalıdır! Selam ve dua ile.