Bilim Festivali

Konya Bilim Merkezi, ziyarete açıldığı ilk günden itibaren TÜBİTAK destekli ilk ve en büyük bilim merkezi özelliğini koruyor.

Sadece bu özelliğini korumuyor. Bilimle yoğrulan teknolojinin ürünlerini sergileyen Konya Bilim Festivaline de ev sahipliği yapıyor.

Bu yıl Ankara yolundaki Bilim Merkezi alanında Bilim Festivali’nin onuncusu düzenlendi.

Geçtiğimiz hafta sonu yapılan festivalde, Sola Türk uçaklarının ve dron gösterilerinin yürekleri ağza getiren akrobasi hareketleri alana gelen binlerce yaşlı, genç, çocuk ve ailelerine ülkemiz için gurur veren heyecan yaşattı.

Solo Türk pilotları, kuşların havadaki dansı gibi yaptıkları gösterilerle hepimize “Gök kubbenin yılmaz bekçileriyiz” dedirtti. Herkes merak ettiği savunma sanayii kuruşlarının ürünlerini de yakından gördü.

Bilim bizim millet olarak genlerimizde var.

Öyle olmasaydı ecdadımız dünya ya adaleti öğretirmiydi.

O muhteşem açılış gösterilerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ile Valimiz İbrahim Akın’ın sözleri de manidardı.

Sayın valimiz Akın ve Uğur başkan ne dedi?

“Konya’mızın bilimle anılması, çocuklarımızın bilim insanlarını rol model alması, gençlerimizin teknolojiye yönelmesi bizim en büyük hayalimizdir.

Konya Bilim Festivali gençlere ilham, ailelere umut, bilim dünyasına yeni fikirler kazandırmalı inşallah.”

TÜMOSAN' dan HAVELSAN' a, ASELSAN'dan, TUSAŞ'a, BAYKAR'dan TÜBİTAK'a kadar Türkiye'nin Millî Teknoloji Hamlesi'nin bütün markaları, Milli savunma araçları olan İHA gibi Milli Teknoloji ürünleri de Konya'da vatandaşlarla buluştu

200'den fazla etkinliğin yapıldığı Bilim Festivali'ne gelen çocuklarımız Türkiye'nin geleceğini inşa edecek bir nesil olacak inşallah.

KIBRIS HATIRASI

Bu günlerde Kıbrıs’ı diline dolayanlar var ya..

Onlara bir hatıra paylaşmak istedim.

Kıbrıs Gazisi Devlet Üstün Hizmet Madalyası sahibi ve emekli Albay Oğuz Kalelioğlu Kıbrıs Barış Harekatı’nda yaşanan bir kahramanlığı anlatıyor.

Rumlar silahsız Kıbrıs Türklerine tam teçhizatlı silahlarla saldırıyor, soykırım yapıyorlardı. Türk askeri gelinceye kadar Mücahitler de direniyordu.

Bu olay dikdörtgen şeklindeki Magusa Yenikapı tarafında oldu. Bu kapıya sızma olmasın diye gücü yüksek iki parça tahrip kalıbı koymuştuk. Buraya düşman girmesin de bari bir kapıda savaşalım diye.

Haber geldi ki Kıbrıslı Mücahitler; “Bir tane Türk tankı öbür kapıdan girmek istiyor komutanım” dediler

Bir buçuk kilometre sur başı. Koşa kaşa nefes nefese geldim.

Manzara şu: Bir tank ortada. Bir onbaşı inmiş eli belinde sesleniyor. “Açın kapıyı geldik biz Türk askeriyiz.”

Fakat mücahitler diyorlar ki; Onbaşım orada mayın var geçemezsin öbür taraftan gel. Anlaşamıyorlar.

Zaten düşman mevzilerinden mermiler yağıyor

Ben o iki surun arasından dedim ki; “Onbaşı oğlum Türk subayı kale komutanı benim Tabur komutanı. Orada tahrip gücü yüksek mayın var oradan geçemezsin. Onun için öbür kapıdan gel.”

Hah komutanım şimdi anladım sizin dediğinizi dedi. Ama dedi bu mevzileri temizlemeden mi gelelim dedi. Bana da böyle kafa tutuyor.

Temizleyin ama vurulmayın yavrum dedim. Biz sanki savaşı kazandık o kadar sevinçliyiz. O onbaşı şöyle yaptı:

89 luk roketatar. Diğer şeyden çekti, birbirine ekledi. Ama mermiler ayağının dibine düşüyor. Bizim 400 metre ilerimizde bir yol kavşağı var. Onun karşısında Rumlar ele geçirdikleri Enkaf apartmanını mevzi yapmışlar. Küçük bir pencere ama içerisinde bir kamyon mermi var. Oradan atılan maalesef makineli uçaksavar ateşiyle 6 şehit verdik.

Çok kötü bir mevzi. Bir türlü tesir edemiyoruz ona.

Onbaşı baktı nerede düşman dedi. Bizim mücahitler bak onbaşım şurada, şurada dediler.

Şöyle bir baktı mevziye. O roketatarı doldurdu, asfaltın ortasında diz çöktü tam o kalenin kapısında nişan aldı bir atım mermi tam o küçük pencereden girdi. Bir patlama pencerenin olduğu duvar olduğu gibi göçtü. Kafa kol parçaları etrafa saçıldı.

Hemen koydu roketatarı. Başka nerede var hemşerim diye bağırdı.

Bizim mücahitlerin ağzı bir karış açık neredeyse surdan aşağı düşecekler. O sırada karşıda bugünkü Mağusa Hastanesi var. Orası Rum hastanesi idi ama boşaltıp mevzi yaptılar. Balkona da makineli tüfek mevzi koymuşlar.

Orayı gösterdiler. Hepimiz seyrediyoruz. Hemen o tarafa baktı mermiyi koydu ama bu sefer ayakta.

Bir nişan aldı. Bir atım da oraya. Balkonun yarısını uçurdu. İki- üç tane ceset düştü yere.

Meğerse asfaltın, Maraş’ın içine giden yolun kenarına da mevzilenmişler. Biz onları hiç görmedik. Ama oradaki Rumlar anladılar ki sıra bize geliyor hepsi kalkıp kaçmaya başladılar.

Bu sefer Roketatarını koydu. G 3 ünü çekti. Tak tak iki mermi attı hepsini devirdi.

Ellerini bir birbirine vurdu ve tamam mı dedi mücahitlere.

Bindi tankına geldi öbür tarafa.

Yani ruh aynı ruhtur.

Gen aynı gen.

Gerektiği zaman tekrar ortaya çıkacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.