Ahmet TURAN
Hz. Mevlana Gel Diyor
Belh şehrinde doğdu.
Babası Bahaeddin Veled, annesi Mümine Hatundur.
7 yaşına geldiğinde ailesi ve yakınlarıyla birlikte babasının önderliğindeki kervanla Nişabur, Bagdat, Mekke, Medine, Şam, Halep, Erzincan, Aksaray’ dan sonra Karaman’a gelip yerleştiler.
Karaman’a gelinceye kadar yıllar geçmişti.
Karaman da Gevher hatunla evlendi.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin büyük hükümdarı Alaeddin Keykubat’ın “Alimler Sultanı” olarak bilinen Bahaeddin Veled ve ailesini başkent Konya’ ya davet etmesiyle göç yolu bu sefer Konya oldu.
Baba Bahaeddin Veled Konya da vefat edince talebeleri Mevlana Hazretleri yetiştirmeye başladı.
İlim derslerinden ve sohbetlerinden sonra Konyalıların kalbinde taht kurmuşlardı.
Sadece halktan değil, saraydan da büyük bir sevgi ve saygı görüyorlardı.
Bu arada Horasan dan babasının eski arkadaşlarından, hatta lalalığını yapan Burhaneddin Tirmizi de Konya ya gelmiş birlikte gönül coğrafyasına sesleniyorlardı.
Burhaneddin Tirmizi ayrılık vakti geldiğini söylüyor ama Hz. Mevlana’nın ayrılığa gönlü olmuyordu.
Ancak, Konya’da müridi Selâhaddîn-i Zerkûb’un evinde misafir kaldığı sırada, “Halimi sana, kālimi Mevlânâ’ya bağışladım” diyerek kendisinden iki mirasın intikal ettiğini ifade eden Seyyid Burhâneddin’in daha sonra Kayseri’ye yerleşmek istediği, Mevlânâ’nın buna razı olmadığı, bunun üzerine onun, “Buraya kuvvetli bir aslan yöneldi; ben de bir aslanım, birbirimizle geçinemeyiz, onun için gitmek istiyorum” diyerek onu razı ettiği, bu sözüyle Şems-i Tebrîzî’nin Konya’ya geleceğini beş yıl önceden haber verdiği rivayet ediliyor.
Şems-i Tebrîzî Konya’ya gelince tanışıp dost oldular.
Ayrılık vakti gelmişti. Önce Şemsi Tebrizi, sonra 67 yaşına ulaşan Hz. Mevlana, kısa bir hastalıktan sonra 1273 yılının 17 Aralık günü rabbine kavuşmuş.
Ölümü ''Allah'a kavuşmak'' olarak görmüş ve ölüm gününün düğün günü yani Şeb-i Arus olarak anılmasını istemiş. Yaşamı boyunca engin hoşgörüsüyle her dinden ve görüşten insana, kendilerinden birisi olarak kabul ettirmişti.
Tüm insanlığa seslendiği; ''Gel, ne olursan ol yine de gel' çağrısı asırlardır Konya ya, sevgiye, saygıya, hoşgörüye, adalete, hakkaniyete davet olarak bilinir.
Konya’da, misafirlerini ağırlamaya hazırdır.
“İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.