Prof. Dr. Aynur ÖZBAHÇE

Prof. Dr. Aynur ÖZBAHÇE

Bilinenin Ötesi: "Çift Yarık Deneyi"

Kuantumun sırlı dünyasının anlaşılması için bazı deneylerden bahsetmek gerekiyor.

Bunlardan en gizemlisi olan ‘Çift Yarık Deneyi’; evrenin işleyişine yönelik mucizevi gerçeklikler açığa çıkarmıştır. Evrende katılımcı olarak bizler evrenin işleyiş mekanizmasına yönelik yasaları anlayabilir ve uyumlanabilirsek bilinçli olarak bu dünyada yaşayabiliriz; aksi halde deneyimlerimiz varsayılan olarak oluşur. Neticede bilinçsiz düşüncelerimizin bir sonucu olarak pozitif deneyimlerimizi de maalesef şans, kader, tesadüf veya talih gibi inançlara bağlarız. Oysa görünür dünyada, mevcut koşullara uygun olarak kendini gösterecek tüm olasılıklar zaten vardır. Bu nedenle evrende hiçbir şey yeni değildir, sadece algımıza göre şekillenir. Çünkü kendini gösteren her şey, potansiyel biçimde zaten mevcuttur. Çünkü evrende ‘var olan hiçbir şey yok olmaz’ bu fiziğin temel kuralıdır.

Şimdi gelelim deneye. Dış etkenlere karşı izole bir ortama kurşun geçirmez gibi düşünebileceğimiz özelliklerde iki levhanın ilkine iki yarık açılıyor ve levhalar birbirine paralel olarak yerleştiriliyor.

yazi-ici.jpg

Şekil 1. Çift Yarık Deneyi
Deneyde önce atom gibi kütlesi olan bilye benzeri materyaller yarıklardan gönderiliyor ve öndeki levha tüm bilyeleri karşı tarafa geçirmez olduğu için karşı levhada sadece iki yarıktan geçebilen bilyeler dikine çift desen; yani ‘parçacık deseni’ oluşturuyor (Şekil 1a). Sonra öndeki levhadan su dalgası gönderiliyor (Şekil 1b). Dalgalar iki yarıktan geçiyor ve ikinci levhaya gelinceye kadar girişim oluşturdukları için karşı levhada ikiden fazla desen oluşuyor. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi; normal, sorun yok. Daha sonra bilyeler gibi kütlesi olan fotonlar öndeki levhadan gönderilmeye başlanıyor (Şekil 1c). İşte tam burada işler karmaşıklaşıyor, çünkü şekil 1a’da olduğu gibi parçacık şeklinde davranması gereken fotonlar, parçacık değil dalga gibi davranıyor ve ‘dalga deseni’ oluşturuyorlar (Şekil 1c). Bilim adamları bu inanılması zor durumu netleştirmek için iki levha arasına bir kamera, yani bir gözlemci yerleştirirler (Şekil 1d). Gözlemci varlığında fotonlar tam da fizikçilerin beklediği gibi parçacık gibi davranıp karşı levhada çift desen oluşturur. Fizikçiler “tamam işte bulduk, demek önceki deneylerde bir sorun vardı” diye düşünüp kamerayı kapattıklarında fotonlar yine dalgaya dönüşüyor ve dalga deseni oluşturuyorlardı. Fotonlar her defasında gözlemci (kamera) varlığında parçacık, gözlemci olmadığında ise dalgaya dönüşüyorlardı ve sonuç hiç değişmiyordu. Fotonlar adeta izlendiğinin hem farkına varıyor hem de izlenmeye karşı da davranışını değiştiriyordu. Sizin de fizikçiler ve benim gibi aklınız karıştı değil mi? Ben de ilk bu deneyi izlediğimde aynı şekilde adeta küçük dilimi yutmuştum. Zaten kuantum alanında uzun yıllardır o ya da bu şekilde edindiğim tüm bilgiler bu deneyle yerli yerine oturdu. Hani tam işte buldum dediğimiz anlar vardır ya? Bu deney tabiri caizse kişisel dünyamda aydınlanma yaşamama vesile oldu…

Durun daha bitmedi; şaşırmaya devam edelim. Israrcı olmakla övündüğümüz biz bilim adamları gibi fizikçiler bir yerlerde yanlışlık olmalı düşüncesi bu defa deneyi biraz karmaşık hale getirip ‘Kuantum Silgisi_KSG’ olarak da bilinen ‘Gecikmiş Seçim Deneyi’ ile fotonların o ana kadar ki ezberleri bozmamalarını umdular. Deneyde fotonları direkt değil farklı açılardan levhaya yansıttılar; ayrıca kameranın da yeri sürekli değiştirilerek adeta fotonlara gözlemci varlığı unutturulmak istendi. Ancak sonuç değişmiyordu; fotonlar gözlemci olduğunda parçacık olmadığında ise dalga gibi davranmayı sürdürdü (Şekil 1e). Bu sebeplerle ünlü fizikçi Richard Feynman belki de olaya en doğru şekilde yaklaşarak “şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; kuantum mekaniğini kimse anlamıyor” derken, Niels Bohr’da meseleyi bir adım daha öteye taşıyarak "kuantum mekaniğini anladığınızı düşünüyorsanız, onu anlamıyorsunuz demektir" ifadesi ile evrenin çalışma düzenini klasik bakış açısıyla anlamanın pek mümkün olamayacağını özetliyorlardı.
İşte tam da bu sebeplerle kuantumun sırlarına doğru yolculuğa devam…
Sevgi ile kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.