Hünerbazdan ödül...!

Rivayet ederler ki, II. Mahmut döneminde bir “hünerbaz” varmış…

Bir tahtaya bir çuvaldız dikiyor ve 1-2 metre uzaktan attığı dikiş iğnelerini geçiriyormuş çuvaldızın deliğinden…

Bizim “hünerbaz”, II. Mahmut’un huzurunda da yapmış gösterisini…

***

Ve II. Mahmut, bir çift emir vermiş, gösteriyi izledikten sonra;

“- Bu kuluma, gösterdiği harikulade muhteşem hünerden ötürü 40 altın verile…

Ve hiçbir faydası bulunmayan bu tür işlerle uğraştığı için de; falakaya yatırılıp, ayaklarına 40 sopa vurula...”

***

Ödül törenlerine taktım bu aralar…

Türkiye’de son yıllarda gelişti(!) bu akım… Kendinize yakın organizasyonlardan danışıklı ödül alıyorsunuz…

Ödül almak(!) isteyenlerde, bütçesine uygun bir bağış ya da bir katkı yapıyor organizasyona…

Kriterleri yandaşlık, yakınlık ve bağışlar belirliyor…

Ödülü aldıktan sonra da, kendi yalanınıza milleti inandırıyorsunuz…

“Türkiye’nin en iyisi biziz...”

“Hatta dünyanın…”

“Evreninde olabilir…”

***

Yalan olduğunu herkesin bilmesine rağmen peşi sıra kutlamalar başlar…

Ne ye göre?

Kime göre?

Hangi ankete ve kritere göre?

Soran yok…

***

Sokak aslında kimin birinci, kimin siyaset kurumunun binicisi olduğunu çok iyi biliyor…

Sokağa rağmen yalan…

Hem de kocaman…

Yine de kutlarız ‘hünerbazları’ ve ödül karşılığı çarptıkları cüzdanları

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.