Mustafa ÖZLÜK

Mustafa ÖZLÜK

ÇUMRA’DA DEDEMOĞLU EFSANESİ

Sizlere, öğretmen olarak beş yıl görev yaptığım güzel ilçemiz Çumra’dan bir efsane aktarayım.

Çumra ilçe merkezine 12 kilometre, Konya şehir merkezine ise yaklaşık 32 kilometre uzaklıkta Dedemoğlu Köyü bulunur.

Burada köye adını veren, kerameti ile efsaneye konu olan ve ‘Taşkın Dede’ adıyla bilinen bir veli medfundur.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında ordusuyla bu köyde mola verdiği, Taşkın Dede ile sohbet edip onun aşından yediği rivayet edilir.

Evliyaullahtan Taşkın Dede; bilinen adıyla Dede Molla, halk ağzında söyleyişi ile Dedemoğlu’nun kerameti ile koca ordunun bir tencere aş ile doyduğunu, savaşta Yavuz Sultan Selim’e nasıl yardımcı olduğunu anlatan efsane şöyledir:

Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine giderken, yolu Dede Molla isimli zatın bulunduğu köyden geçer. Sultan, atı üzerinde ordusunun önünde yol alırken, ihtiyar bir köylüyü tarlasını sürerken görür. Yaklaşıp selâm verir. Köylü gelenin kim olduğunu fark etmemiş gibi bir tavırla selâmını alır ve işiyle meşgul olur.

Atı üzerinde onu seyreden Yavuz Sultan Selim;

"Baba duydun mu? Padişah sefere çıkmış. Mısır'a gidiyormuş." der.

İşine ara verip doğrulan ihtiyar köylü:

"Mevlâ yolunu açık eylesin. İnşallah hayırlı olur. Emeline nail ve muzaffer olarak döner inşallah." dedikten sonra işine tekrar devam eder.

İhtiyarın duasından hoşnut olan Yavuz Sultan Selim:

“Baba, çok uzak yerden geliyorum, karnım aç, yiyeceğin var mı?" der.

İhtiyar köylü biraz ilerde iki taşın üzerine yerleştirilmiş tencerede pişmekte olan aşı işaret ederek:

"Pilav pişmek üzere, aha işte orada, karnın doyuncaya kadar ye." der.

Yavuz Sultan Selim:

"İyi ama ardımdaki ordu da aş ister. Bir tencere pilav yeter mi baba?" der.

İhtiyar köylü:

"İşte tencere orada, indir sen de ye askerlerin de yesin. Hepinize yeter inşallah." der.

Sonra tarlasını sürmeye devam eder. Sultan onun bu olgun hâline ve teslimiyetine bakıp, dünyaya gönül bağlamayan, lâzım olduğu kadar çalışan ve tevekkül sâhibi bir zât olduğunu anlar.

Biraz sonra, ordu yaklaşınca vezirlerine, mola vermelerini emreder. Mola veren askerler grup grup ak sakallı ihtiyar zatın pilavından yemek için sofraya oturur. Başta Sultan, vezirler ve bütün ordu bu pilavdan yer, fakat pilav hiç eksilmez.

Bu ihtiyar zâtın erenlerden olduğunu anlayan Sultan, onun kerametiyle pilavın bitmediğini görür. Hürmetle ihtiyarın elini öpüp, duasını alır ve ordusuna ilerle emrini verir.

Yavuz Sultan Selim, muzaffer olarak aynı yollardan geri dönerken pilavını yediği ihtiyarı hatırlar. Tekrar hayır duasını almak için yanına uğrar. Kısa bir sohbetten sonra ihtiyara kendisinden bir isteği olup olmadığını sorar.

Dede Molla:

“Padişahım mendilimi geri ver, başka bir şey istemem.” der.

Yavuz Sultan Selim bir an durur, mendili düşünür ve hatırlar. Savaşların birinde Yavuz Sultan Selim kolundan hafif bir yara almıştır. Yanında savaşmakta olan ihtiyar bir asker hemen koynundan mendilini çıkarıp padişahın koluna sarar. Tekrar savaşa döner. Padişah anlar ki o yanında savaşan ve koluna mendili bağlayan asker, karşısındaki ihtiyardır.

Yavuz Sultan Selim:

“Dede Molla, bir tencere aş ile ordumun karnını doyurdun, savaşta yaramı sardın ver o mübarek elini öpeyim. Dualarında beni de eksik etme.” der.

Yavuz Sultan Selim, Dede Molla’nın elini öper. Koynundan mendili çıkartıp verir. İhsanda bulunmak ister fakat Dede Molla’ya bir şey kabul ettiremez. Bunun üzerine vezirlerine o civardan öşür vergisinin alınmamasını emreder. O günden sonra Dedemoğlu köyünden öşür vergisi alınmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.