Mustafa ÖZLÜK
Eski Ramazanlar
Üç ayların sonuncusu ramazanı sevinçle yaşıyoruz. Bütün insanlara, sağlık, huzur barış içinde nice ramazanları yaşayıp kutlayalım. Her gelen özel günler, toplumun her kesimlerinde aynı karşılığı bulmaz. Ramazan ayı boyunca manevi iklimin coşkusu görülür. Ramazan yaklaşırken imece usulü camilerde temizlik yapılır. Çok eskiden beri Ramazan iki minare arasında mahyalar asılır. Bu da çok eski bir geleneğimizdir. Yazılar teknoloji imkanlarına göre düzenlenir günümüzde. Ramazan ayı içerisinde bazıları maneviyatını güçlendirmeye çalışır, kimileri de ramazanı fırsata çevirmeye çalışır. Atalarımız insan çeşit çeşit toprak damar damar demişlerdir.
Neden eski ramazanlara özlem duyulur. Eski bayramlarda sevinçle anılır. Eski bayramlarda bayram harçlığı yoktu, bayram şekeri de yoktu belki. Ama her şey insani ve doğaldı. Yenilen içilenleri de doğaldı. Şimdi insan insanı yüzüne bakmıyor. Evde de geçerli olan bir durum. Gözler ya telefonda veya televizyonda. İnsanın yerini teknoloji aldı. Eski ramazanlarda yüz yüze gönül gönül' e idi insanlar. Onun için özleniyor, eskimiyor o ramazanlar ve bayramlar.
Ramazan'da manevi iklimin en çok görülmesi gerekir. Yalan söylenmeyecek hiçbir zaman. Kimse kimseyi kandırmayacak değil mi? Yoksa bu fırsat bir daha ele geçmeyecek mi yaşanıyor? Herhalde eskiden bu kadar dalavere yoktu. Kötülüklerden alıkoymuyorsa çekilen çabalar boşa değil mi? Belki de insanlar onun için eski günler diyorlar.
Ramazan ayına özgü bazı gıdalara talep artar zamlarda arka arkaya artırılır. Tabii duruma göre bu ay esnafın hasat mevsimi sayılır. Başta tatlılar, bayram şekerleri her eve mutlaka girerler. Herkes elindeki malları müşteriye satmaya çalışırken fiyatlarında durmadan arttığı görülür.
Aile için iftar ve sahur çok önemlidir. Birlikte iftar etmeyi sahura kalkmayı ne çok isterler. Ama bazı işlerin özellikleri gereği Ramazan'da değil bayramda bile aileleriyle olamazlar. Hastanede çalışan, postane de çalışan, belediyede çalışan, şoförlük yapan yolda olan çok çeşitli nedenler var. Aynı çalışmalar her gün devam ediyor. Madenciler de böyle değil mi? Dolayısıyla böyle durumda olan aileler için iftar ve sahur buruk da olsa yaşam devam ediyor.
Köylerde koyun sürüleri mecburi dağda yayılacaktır. Bakkallar, alışveriş merkezleri mutlaka açılacaktır. Atalarımız bazı mesleğin özelliklerini anlatırken ölüsüne ağlatmayan işler derler. Gerçekten çok istense de sevinçler ve üzüntüler elde olmayan nedenlerle beraber yaşanmıyor. Ama hiçbir şey mutluluğumuza engel olmaması gerekir, umutla her anı güzel yaşamaya çalışılmalıdır. Mevlana diyor ki: dün geçti bugünü yaşa, yarına garanti yok diyor. Çok doğru söylemiş hazreti Mevlana. Öyleyse her anı güzel kılmaya severek yaşamaya çalışmak gerekiyor. İnsanca yaşamak varken üç günlük dünyada fırıldak olmaya gerek var mı?
Ramazan'ın olmazsa olmazı davulcularda vardır. Bunlar içinde ramazan ayı hasat ayıdır. Anlamlı ve çok güzel maniler söylerler. Türk milletinin en önemli çalgısı davul' dur. Nerede olursa olsun davul sesi insana coşku verir. Bu coşkuyu herkes yüreğinde hisseder. Türkler savaş anında bile davulla hücum anında davul sesine Allah Allah sesleri eşlik ederdi. İşte örnek ramazan manileri: besmele ile düştüm yola. Selam verdim her yana. Herkesin Ramazan'ın mübarek ola. Bekçimiz kapınıza kadar geldi. Herkese selam verdi. Darılmayın canlarım. Bahşişini almaya geldi. Bu gece ayın evveli geldi mübarek Ramazan ayı.
Özlenen Ramazan'ın günleri sabit değildir. Her mevsimde oruç tutulmuş ve tutulmaya devam edecektir. Eskiden Ramazan için televizyon yoktu hatta bazı evlerde radyo bile yoktu. İşte o zaman insanlar bütün varlığı ile manevi iklimin içinde oluyordu. Şimdi her camide yazılı cep telefonunuzu lütfen kapatınız ,saflarınızı sık kutumuz. Maç varsa aklın maçta kalıyor şimdi hiçbir şey olmasa namaza durasıya cep telefonuna bakıyor. Kendini bütünüyle ibadete verebileceğini kim söyleyebilir? Aynı coşkuyu yaşayanlara sözümüz olmaz.
Yukarıda saydıklarımızın yokluğundan dolayı cami huzur bulma yeri olurdu. Altı veya sekiz rekat teravi kılınca ,çay içerek güreşler tutulan ramazanlar yaşanmış. Sahuru camide açma olanakları varmış. Tabii her cami için geçerli değildir.
Bu Ramazan'da milletçe yüreğimiz buruktur. Eskiyi anma değil hemen hemen hiç neşemiz yoktur. Yaşadığımız deprem felaketi ve acılar hala devam ediyor. Artçı depremler devam ettiği gibi yağmur ,soğuk yaşamı olumsuz etkiliyor. İnsanlar üşürken huzursuz ve mutsuzken ,biz mutluyuz demek insanı değildir. Yani bir yanımız acı çekerken bir yanımızın mutluyum demesi doğru değildir. İnsani duygunun gelişmesi için oruç tutuyor namaz kılınıyor. Acıya ortak olduğumuzda acının hafifleyeceği inancımızdır. Akıl ve bilim yolunu seçerek böylece, acıları en az zararla atlatmayı bilmemiz gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.