Mustafa ÖZLÜK

Mustafa ÖZLÜK

Komşuluk ve Mutluluk

Resmi bile çizilemeyen mutluluk peşinde insanoğlu. Mutluluk yaşadığın çevrenin içinde değer kazanıyor veya yaşanan oluyor. Romenlerin mutluluk anlayışları çok farklıdır. Köylüler kıt kanaat olanaklarla, kendi dünyalarında mutlu yaşarlar. Yaşadığı çevreye göre farklı algı oluşturuyor mutluluk.

Mutlu olan insan çevresine pozitif enerji verir. Çevresindeki insanlara karşı bakışı sevgiyle dolu hoşluktur. Yüzü sirke satanın yanında kimse durmaz, kalmaz.

Atasözü gibi kullanılan 'ev alma komşu al 'sözü dilimize yerleşmiş. Komşuluk ilişkisi iyi olduğu zaman gel keyfim gel yaşanır. Komşu iyi değilse yandı gülüm keten helvası olur. Eloğlu ile barış içinde huzurlu yaşamak mutluluktur, komşuluktur. Komşuluk bağları kadar herkesin yaşayabileceği gelire sahip olması da gerekir.

Mutluluk için en önemli, başta gelen sağlıktır. Sağlık yoksa mutluluk da yoktur. Kendi dertleri ile boğuşan insanlar çevresine gülümseyemez.

Mutluluk için sağlığın yanında umutlu olmak gerekir. Çevremizde karınca gibi çalışan huzurlu ve mutlu olan insanların arasında olmak güzeldir. Bizim yüreğimizin de kıpırdaması gerekiyor. Umutla beraber, güzel hayallerle mutluluğa yolculuktur yaşam.

Temiz hava, kaliteli su ve doğal gıdalarla karnının doyması gerekir. Bu kadar basit mi der gibi oluyorsunuz? Yiyeceği önünde, yemediği arkasında olanlar için basit gelmesi normaldir… Böylesi insanların açlıktan ve yoksulluktan bir haber yaşarlar. Herkesi kendi gibi bilir ve düşünürler.

Biraz gerilere gitmek istiyorum. Bir aile her gün çalar söyler oynarmış sabahları. Bir sabah hiç çıt çıkmıyor. Her günkü durumu göremeyince komşular merak ediyor. Hanımına diyor ki bugün buradan ses gelmedi neden acaba? Komşuluk duygusu işte bu. Adam düşününce onların aç olabileceği aklına geliyor ve karısına bir şeyler hazırlamasını söylüyor. Evin hanımı hazırlayıp, erkeğini eline uzatır, erkek bir koşu kapılarını çalıp veriyor yiyecekleri. Bir saat sonra her zamanki şenlik başlamış.

Anadolu'da bir söz vardır, aç ayı oynamaz derler. Açlık umut da üretmez. Durgunluğa yol açar açlık.

Kabala alınan işlerde yemek çalışanların kendisine ait olur. Ücretle çalıştıklarında çalıştıkları iş sahibi onların karnını doyurur. İşi almışlar ama. Ne evde ne de işe götürecek yiyecek ekmekleri yoktu. Biraz çalışmaya başlayınca açlık kendini gösterdi. Aç aç iş görülmez ne yapmak gerekir.

İşlerinden biri çalıştıkları evin sahibine gider. Heybedeki ekmekleri eşekler yemiş, aç kaldık demiş. Tekme de ne kadar ekmek varsa heybeye doldurmuş. Karınları doyunca işe başlarlar, ellerinde oraklar oynamaya başlar.

Açlığın bahanesi olmuyor. İnsanoğlu bir yol bulması gerekiyor. Doğru olanın peşinde olanlar iyilik duygusu taşıyan komşular güzel insanlara yardımcı olmaktan sevinirler. Doğruyu söylese ne olurdu? Direk ekmeğimiz yok dese de, Anadolu'da aynı yardımı görürdü. Kötü niyet aramamak gerekir utangaçlık ve açlık insanı bu hallere düşürür.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır kavramının anlamı kaldı mı? Veya kül kaldı mı şehirlerde? Ateş ve duman var ama yaraya basacak kül kalmadı şehirlerde. Toplumda yardım ve iyilik duygusu farklı boyutlara taşındı.

Nüfusun kentlere akması, sosyal yapıdaki değişimler, kültür değişimi insanları nerelerden nerelere taşıdı. Şirinler adlı çeteler oluştu. Çete niye şirinler adını kullanma gereği duydu? Komşuluk köylerde, kenar mahallelerde kaldıysa kaldı kalmadıysa öldü.

Aileler bayramlarda komşuları bayram nedeniyle dolaşarak bayramlar. Ama karşı tarafta yaprak kımıldamazsa öylece kalıyor. Giriş ve çıkışlarda karşılaştırılırsa selamlaşıyorlar. Gelme gitme yardımlaşma gerçekten yok oldu.

İnsanoğlu kendinde hiç kusur kabahat kondurmaz. Sürekli olarak başkalarını suçlarlar. İçi, dışı bir olmayan başkalarına kusur arayanlar mutluluğu da bulamazlar. Onların yüreği serçe gibi pır pır ederek kaygılı bir yaşam sürerler.

Fesat ve kıskanç olanlar huzurlu yaşayamazlar. Bu insanlarda sağlam karakter ve kişilik olmamış ve oturmamıştır. El içindeki davranışları bile riyakar ve iki yüzlüdür. Karşında olursa överler, arkandan da söverler. Erdemli karakterli kişilik sahibi insanlarla dost olmak için emek verelim. Kötülerin içinde mutluluk olmaz.

Bireysel mutlulukta toplumsal mutluluğa dönüşebilmesi gerekir. Herkesin işi olursa, aşı olursa sorunlar azalır. Sevgi içinde mutlu yaşamaya gayret gösterirler. Böyle olunca etrafa olumlu sinyaller, pozitif enerji verilecektir. Bu da birlikte mutlu olma kapılarını açacaktır.

Toplumda adalet oldukça, refah payı yükseldikçe mutluluk yaygınlaşır. Kötülükler azalır. Can sıkıcı davranışlar azalınca mutluluklar çoğalır kendiliğinden.

Öyle bir kültürden besleniyoruz ki buğday ekmeğin yoksa güler yüzünden mi yok derler. Elin bal tutsa da yüzün sirke satıyor derler. Herkesi yüzü mutluluktan gülebilsin. Nefret ve kin yok olsun sevgi ve hoşgörü var olsun. İnsanoğlu hak ettiği mutluluğu doyasıya yaşayabilmelidir. Aynı sosyal yapıya sahip olanlar mutluluğu paylaşırlar.

İnsana insan olduğu için merhaba diyenlerin sayısı çok olsun. Dünyaya barış ve sevgi hakim olsun. Herkesin yüzü mutluluktan gülsün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.