Mustafa ÖZLÜK

Mustafa ÖZLÜK

TÜRKÇE ÖĞRETMENİM

Türkçe öğretmenim Dündar Aydoğdu. Kendini halkına karşı daima sorumlu hissetmiştir. Köy endüstrilerinden aldığı ışığı Anadolu'da halka vermeyi görev edindi.

Dündar Aydoğdu 1937 yılında Ilgın Beykonak’ta doğdu. İlkokulu köyünde okudu. İvriz Köy Enstitüsü’nü bitirdi. İlkokul öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Kendini sürekli yeniledi geliştirdi.

Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümüne başarı ile bitirdi. Orayı bitirdikten sonra ortaokul ve liselerde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Görev yerlerinden birisi olan Derbent’ te başarılı çalışmaları olmuştur.

Öğrenim yaşamını yeterli bulmadı. ODTÜ Kamu Yönetimini bitirdi. Yetmedi Ankara Hukuk Fakültesinde bitirdi. Kararlı mücadele dolu bir yaşamı oldu.

Aydınlanmacı Tevfik Fikret 'i kendine örnek almıştır. Tevfik Fikret diyor ki: Her zaman önde, her zaman yukarı/Canla başla yaşam ve güç verecek/Ne bulursam tut al/bilim sanat güven istek özel ve cesaret umut/hepsi lazım buyurdu hepsi yarar/bize bol bol ışık kucakla getir/düşmek etrafı görmemektir/. Bütün aydınlık ışığı köylere ulaştırmada kararlıydı. Gökteki yıldızlar kadar köylerimize sonsuz ışık taşımaya kararlıdır.

Yani Derbent Ortaokulunda büyük değişiklikler yaptı. Kültür edebiyat kolu duvar gazetesinde Türkçeyi doğru kullanma panosu yaptı. Kelimelerin doğrusu ve yanlışı her hafta en az 10 kelime panoya itina ile asılırdı.

Okul kitaplığı ve sınıf kitaplığı oluşturdu. Sınıftaki öğretmen masası aynı zamanda sınıfın kitaplığı oldu.

Türkiye'de üstüne koymak kültürü oluşmadı. Yapılanları bir sonraki gelen yok etti resmen yıktı. Daha iyisini koysa can kurban. Resmen kitaplar yok edildi. Kitaplıklar kaldırıldı. Kitap okuma öcü olarak görüldü.

Köy enstitülerine sahip çıkılsaydı, geliştirilseydi bugün nasıl bir Türkiye olurdu? Sanayisi, demokrasi kültürü gelişmiş, kalkınmış, milli gelir yüksek bir ülke olurduk.

Kitap düşmanlığı cehaletin dışa vurulmasıdır. Yakın tarihimize göz attığımızda kitapların yok edildiğini görebiliriz. Bu tür uygulamalar okumayı ve aydınlanmayı baltalamıştır.

Öğretmenimizi yüceltmek için yapılan birkaç etkinlikler edebiyat öğretmeni Dündar Aydoğdu diye takdim ettim. Beni birkaç kez uyardı öğretmenim. Mustafa ben Türkçe öğretmeniyim dedi.

Türkçe öğretmenliğini şimdi daha iyi kavrıyorum. Daha da anlamlı buluyorum. Bir filozofa bir ülkenin başına gelsem nereden başlarsın diye soruluyor. Hemen dili ile başlarım diyor. Dil anlaşma kültür ve milli değerleri besleyen geliştiren en önemli kaynaktır.

Soruyu Türk aydınına soruyorlar dil konusunda. Onun yanıtı daha da ilginçtir. Dil doğru kullanılırsa bir incidir kullanılmazsa çakıl taşıdır. Onun için şimdi Türkçe öğretmenliğini ve Türkçeyi anlamlı bularak kavramaya bir anlamaya çalışıyorum.

Ben çevreme faydalı olabilmem için çok okumalıyım diye söze başlardı. Derste ben aşımı kazanda pişireceğim sınıfta size tasla ikram edeceğim. Tasla gelirsem kaşıkla vermem gerekir derdi.

Birçok olumsuz düşünce taşıyanlar olabilir. Meyveli ağaçlar taşlanır. Doğru bir tanedir o da adaletle yapılan işlerdir. Hak arama adalet için insanlığı uyarma ve uyandırma görevidir aydınlarca.

Öğretmen çocuklara karanlığı göstermez. Aydınlık bir ülkede herkesin onurlu yaşamasına emek verirler. Değerli öğretmenim, sonsuz saygılarla sağlıklı yaşam dilerim, ışığın sönmesin derim.

Okullarda yaptığın aydınlatmayı şimdi kitaplarınla yapıyorsun, emeğinize saygı duyarak tekrar sağlık diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum