19 Mayıs 1919’da atılan adım kurtuluşa giden yoldu. Özgür ve bağımsız bir ülke için yola çıkıldı.

Başarılı olursak bütün mazlum milletlere örnek olacaktı. Bağımsızlığımızı kazandık. Dünyaya örnek olduk. Bunun olduğunu Endonezya cumhurbaşkanının meclisteki konuşması ile gördük. Nüfus bakımından en büyük İslam ülkesi Endonezya, "İdolüm ve kararlı, cesaretli oluşuna hayranım Mustafa Kemal Atatürk" dedi. Aynı zamanda nüfus bakımından dünyanın 4. büyük ülkesi Endonezya.

Görsel 1: Bağımsızlık mücadelemiz Kurtuluş Savaşı'na ait bir fotoğraf. (Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk askeri selamlıyor.) Kaynak: AA arşivi

Karanlık ile aydınlığı fark edemeyenlere şaşmamak mümkün değil. İnsanca yaşama ve özgürlüğü kıymetini bilemeyenlere şaşıyorum. Özgür ve bağımsız bir ülkenin özgür bireyleri olmanın tadını yaşıyoruz. 1977 yılında yerel basında Yeni Meram’da yazımda bir alıntı sunmak istiyorum. "Dünyada İslamiyet yaşıyorsa Türklere borçluyuz, Türkiye’de İslamiyet yaşıyorsa Atatürk’e borçluyuz.” Birçok Cami imamı o yazımı kesip saklamışlar. Bazıları bana da gösterdi. Sevinçleri görmeye değerdi.

Görsel 2: Bağımsızlık mücadelemizin yaşandığı zamanlara ait bir fotoğraf

İç görünüşü ile egemenlik; demokratik, egemenlik kayıtsız, koşulsuz millete ait olduğunu ifade eder, her yerde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diye yazar. Egemenlik milletin demek, demokrasi demektir. Halkın kendi yöneteceğini süreli seçmesidir. Yani oylarımızla seçilip kazananlar ülkeyi adaletli şekilde yöneterek halka hizmet ederler.

Egemenlik milletin olunca hiçbir güç iç işlerimize müdahale edemez. Yönetim halk adına iradesini ortaya koyar. Milletin ve yurdunun çıkarlarını korur. Almış olduğu kararlar ve uygulamalar milletin yararına olur.

Görsel 3: Milli Mücadele'nin cepheye erzak taşıyan kadın kahramanları.

Egemenlik gücüne inanan Atatürk dünyaya kararlılığını haykırdı. Amasya’daki ilk adımında “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" dedi. Egemenliğin önemini öylesine inanmıştık. Atatürk yurttan düşmanı temizleme adımı ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtı. Egemenlik hakkını meclis kullanacaktı.

Ülkemizde iletişim ağı yoktu. Meclisin açılacağı Ankara’da elektrik yoktu .Azgınlaşan emperyalist güçler vatanın her karış toprağını elimizden alma yarışındaydı. Vatanın her karışını ele geçirmeye çalışıyordu. Ankara’ya çağırılanların hepsinin gelmesi sağlanamadı. Koşulların ne kadar elverişsiz olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Görsel 4: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve protokol TBMM önünde.

Ankara’ya ulaşan vekillerin kalacağı yer yoktu. Meclisin açılması için gerekli masa, sandalye yoktu. Öğretmen okulunun sıraları getirildi. Meclis açılışa hazır edildi. Meclis üyesi, zor koşullarda büyük zorluklarla açılan mecliste çalışmaya başladılar. Gün geldi neler yaşandı mecliste. Ceylan derisinden koltuklara oturuldu. Çiğ köfte partisi düzenlendi mecliste. Meclisin çatısına çiğ köfte atıldı.

Meclisin açılışı çok önemliydi. Önemini anlayan Endonezya Cumhurbaşkanını kutlarım .Atatürk’ü din konusunda kararlayanları kınarım. Nedenini hemen söyleyeyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de Cuma günü açıldı. Hacı Bayram Camii’ne giderek cuma namazı kıldılar. Cumadan çıkan büyük kalabalık meclisin açısına geldi. Meclisten içeri girmeden hoca dua okudu. Ondan sonra meclis açıldı. Bir sigara verene teşekkür ediliyor da bağımsız ve özgür bir vatan bırakana saygı gösterilmemesi üzücüdür. İnancına atılan iftiradır. Bunu anlamak insan için çok zordur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışında ülkenin içinde bulunduğu durum anlatan ateşli bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal, daha sonra meclis başkanı seçildi. Aynı zamanda hükümetin başı seçildi. Kurucu ve kurtarıcı meclis vatan ve milletimiz için çalışmaya başladı. Kısaca egemenlik sağladı bu yetkiyi. Bütün yetkiler Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeydi.

Görsel 5: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün TBMM'deki konuşması

Meclis açılacağını duyurunca İstanbul Meclisi Mebusan’ın seksen vekili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çatısı altına girdiler. Başta Mustafa Kemal olmak üzere devleti çok iyi biliyorlardı. Fransız İhtilali ile kazanılan hakları biliyordu. Onun için yasama, yürütme, yargı yetkisi meclise verildi.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Devlet ve millet için olmazsa olmazı olan egemenlik doğrudan doğruya millete ait olmuştur. Fikri ve zihni kara olanların dikkatine. Karalayıcıların dikkatine sunuldu. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Kanunları yapan yasama organları, uygulayan yürütme ,yasaların uygulanmasındaki aksaklıkları gideren yargı belirtildi.

Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir diyerek egemenliği halkı adına TBMM veren özgür ve bağımsız bir ülke kuran atama saygıyla. Yaptıklarını bilmeyen bilmesin. Dünya biliyor, mazlumlar saygı duyuyor. İnsan olanlar saygı duyuyor.

(Görseller, Milli Mücadele'nin Sesi Anadolu Ajansı kaynaklarına aittir)