Yılmaz SANDIKÇI

Yılmaz SANDIKÇI

Milli Egemenlik ve Çocuklarımız

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkarak, vatanımızın işgalini bile önleyemediğimiz bir dönemde, İstanbul’u işgal eden İngilizlerin Osmanlı Meclis-i Mebusan’ını 11 Nisan 1921 günü kapatmasının hemen ardından “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ile işgale karşı direnişi yönetmek için Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1921 günü Ankara’da açılmıştı…
*
Ancak "hakimiyet Allahındır, milletin olamaz" diyerek milletin iradesini çalmaya ve yıpratmaya çalışanlar hiç boş durmadı. Müslüman kılığında İslam düşmanlarına hizmet edenlere aldanan Müslüman Türk çocuklarının çoğalmasına güvenerek melun 15 Temmuz ihanetini yaptılar. 23 Nisan 1921 tarihinde BMM’nin duvarına yazılan o ilke, 15 Temmuz ihaneti ile 2016 yılında “halkın gücünün üzerinde bir güç yoktur” şeklinde tekrar hatırlandı…
*
İyi de “hakimiyet Allahındır, milletin olamaz” diyerek milletimizi yanlış yollara saptırmaya çalışanlar kimlerdi? Şu sorulara niçin hala cevap verilmedi;
Siz bu sözle, millet iradesini mi Allah seviyesine yükseltiyorsunuz, yoksa Allah'ın iradesini mi haşa, millet seviyesine düşüyorsunuz?
*
Cevap vermedikleri bir soru da şu; Siz, demokrasiyi İslam'a karşıymış gibi gösterirken, demokrasi yerine getirmeyi planladığınız saltanatı, uğruna peygamber (sav) torununu bile öldürten, müslümanı müslümana kırdırtan, evlat, yeğen, baba, amca, kardeş katline sebep olan saltanat düzenini İslam'ın hangi hükümlerine dayanarak savunuyorsunuz?
*
Peki ya sormadan, düşünmeden, sorgulamadan bunlara aldananlar, kananlar; Siz, duyduğunuz her söze niçin kolayca kanıyorsunuz?... Siz, peygamber efendimizin “aldığı bir duyumu doğruluğunu araştırmadan başkasına aktarmak Müslümana yalan olarak yeter” … “Yalan ile iman aynı vicdanda durmaz” uyarılarını niçin dikkate almıyorsunuz? Aldananlardan olup, aldatanlara yardımcı olarak imanınızı kaybetmekten hiç mi korkmuyor sunuz?
*
Sünnetullahı anlayanlar bilir, alemlerin yaratıcısı olan Allah, hakimiyetini kulları eli ile yürütür. Peki o kullar kimdir, nasıl seçilir? Rüya ile mi riya ile mi? Vahiy ile mi ilham ile mi? Dua ile mi, darbe ile mi ya da hile ile mi?
*
Rüya ile derseniz, adını “rüyakrasi” koyabileceğimiz bir yöntem icat etmiş olabilirsiniz ama görmediği rüyayı görmüş gibi anlatan alçak, yalancı riyakarların tuzaklarından nasıl korunacaksınız? Peygamberimizi rüyasında gördüğünü iddia eden bir riyakarın milletimizi nasıl bir uçuruma ittiğini görmedik mi, ders almadık mı?
*
Vahiy ile derseniz, son peygamber Hz Muhammed (sav) efendimiz olduğuna ve vahiy kapısı kapandığına göre, kim vahiy aldığını iddia edebilir? Ediyorsa; Müslüman kılığında İslam düşmanlarına hizmet eden bir kafir, bir müşrik değil midir? Vahiy aldığını idda ederse Müslümanların hışmına uğramaktan çekinen bazı “hin oğlu hinler” acaba "bana ilham geliyor" diyerek kandırıyor olabilir mi milletimizi? İyi de bunlara kim kanar, kim aldanır?
*
Öyle veya böyle milleti aldatarak, millet iradesini temsil etmek üzere kendini seçtirenler veya mevki, makam sahibi olanlar kendilerini ömür boyu iktidarda tutmak için böyle yalanlara başvurabilir mi? Evet! Önemli sorulardan biri de budur. Hakimiyet alemleri yaratan Allah’a aittir… Milletlerin iradesi de Allah’a aittir. Öyleyse bu milletler birbirini yok etmek için niçin savaşır? sorusuna ne diyeceksiniz? Düşünmeden konuşanlara düşünmeden aldanıyorsanız cevap vermezsiniz… Allah’ın küllî hakimiyetini milletleri oluşturan kişilerin cüzî iradesi ile karıştırmak cahillik değilse hainlik olmaz mı bu durumda? Cahiller, iyi niyetli bile olsalar işin aslını aramadan aldandıkları yalanları yayarak hainlere dolayısı ile düşmana hizmet etmiş olmazlar mı? En büyük düşmanın cehalet olması bu yüzden değil midir zaten? İşte, o cehalet düşmanın, millî irademizi kullanmamızı engellemek için, Allah ile aldatanlara karşı bizi uyutuyor. Bu yüzden uyuyan milletler ya uyanamıyor ya da köle olarak uyanıyor…
*
Bu çıkmaz sokaktan çıkmak için millî iradenin hür vicdanlar ile düşünmeyi öğrenmesini, işin aslını aramasını sağlayacak bir eğitim sistemi kurmak gerekiyorken bunu kimler engelliyor? İslam'a hizmet ediyormuş görüntüsündeki bazı tarikat ve cemaatlerin aslında İslam düşmanlarına hizmetçi oduklarını ve kılık değiştrirerek aynı ihanete devam edebileceklerini anlamak için milletimizin başına daha nasıl belalar gelmesi gerekiyor?
*
Haa bi dakika, şimdi aklıma düştü; "hakimiyet, Allah'ındır, milletin olamaz” sözünü İstanbul’u işgal edip, Meclis-i Mebusanımızı kapatan işgalci düşman söyletiyor olmasın!…
*
Türk milleti vatanı ve dini uğrunda ölümü göze alacak kadar imanlıdır! Ancak, Allah adına din diye, şeriat diye hükümler uydurup kendi menfaatleri için Türk milletini aldatanlara karşı millî hafızanın ve millî iradenin uyanık tutulması lazımdır... Aksi halde, Allah ile aldatanlar milletimizi doğru bilgiler ile bile yanlış yollara saptırabilirler. Üstelik bunu çocuk yaşta okullarda daha kolay yapabilirler.
*
Bunu başaramasınlar diye 23 Nisan Millî Egemenlik günü Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir… Bu da millî egemenliğimizi korumak için çocuklarımızı Allah ile aldatanlara karşı korumanın ve aldatılmayacakları şekilde eğitmenin gerektiğini gösterir... Çünkü çocuk yaşta sorgulamayı bırakıp, düşünmeden adanmayı öğrenenler, büyüyünce mutar, belediye başkanı, kaymakan, vali, profesör veya general, ya da bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı da olsalar aldanarak girdikleri çıkmaz yollardan, çıkamayabilirler… Çıkmaz yollara girişi kapatması dileği ile Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.