Mustafa ÖZLÜK
Yaşasın Cumhuriyet
Cumhuriyetin kuruluş amacı milletimizi evrensel insan haklarından yararlanmasını sağlamaktı. Millet olarak özgür ve bağımsız yaşamamızın sağlanmasıdır. Dünyada insanlığın şerefli bir üyesi olmayı sağlamıştır. İnsan haklarına dayalı demokrasi yönetimi ile kişisel haklarına sahip olma ve bu hakların geliştirilmesi gerekiyordu. Herkesin eşit ve özgür yurttaş olmasını sağlamıştır Cumhuriyet.
İnsanoğlu duygu ve akıl yoluyla güzel hedefler belirler. Bu hedef bizi Türkiye Büyük Millet Meclisin kurulmasına götürdü. Kurtuluş savaşı sonrasında da Cumhuriyete kavuştuk. Cumhuriyet değerleri, Birleşmiş Milletler hedeflerine ulaştırdı. Günümüzde Birleşmiş Milletler mazlumların haklarını değil güçlü olanların haklarını korur durumdadır. Bütün dünyada İsrail'e gösteri yapma hakkı tanınıyor, Filistin için hiçbir ülkede gösterime izin verilmiyor Avrupa'da. Oysa bizim Kurtuluş savaşımız da mazlumlara örnek olduğumuz gibi, Birleşmiş Milletler' de zarar görenlerin yanında olması gerekir.
Sahip olduğun duruma göre gücüne bakarak birleşmiş milletlerin nezdinde değer kazanıyorsun dünyada. Güçlülerin emrinde, korumasında değilsen ezilmen kaçırılmaz oluyor. İnsani duygular ve insanlığın ideali barış ve huzur içinde kardeşçe yaşama nerede kalıyor?
Ukrayna ve Rusya savaşı sürüyor. Gündemden belli bir zaman sonra düştü. Konuşan bile yok. Şu anda Filistin ve İsrail bütün basında yer alıyor. Sadece seyirlik gözüyle bakılıyor. İnsanlığın ayağa kalkıp bu vahşeti durdurması gerekmez mi?
Etrafımızın ateş çemberine dönmesi ile cumhuriyet yönetimi ve temel ilkeleri daha da önem kazandırıyor. Cumhuriyetin ilkelerinden biri barış içinde adaletli yaşamaktır. Bizim barış dememiz ilke ve hedeftir, ama yetmez. Her alanda güçlü olmamızı gerektirir. Cumhuriyetin temeli akıl ve bilimdir. Bunlardan uzaklaştığımızda kötü şeyler yaşamamız kaçınılmazdır.
Cumhuriyeti yaşatmak hepimizin temel görevidir. Cumhuriyetin erdemi ortak akıldır. Vatan ve millet için çok çalışarak görevini en iyi şekilde yapmaktır. Toplumda herkesin gücüne göre üretmesi ve çalışması gerekir.
Yedi düvele karşı çıkmak kolay değildi. Hatta "Mustafa sen deli misin diyenler çıktı". Sadece düşman olsa insan umutla şevkle işine sarılır. Milli mücadelede düşmanla işbirliği yapanlar çıktı.
1918 yılında Mustafa Kemal Filistin'den İstanbul'a geldi. İstanbul'da işgalcilerin bayraklarını görünce geldikleri gibi giderler diyerek kararlılığını gösterdi. İçinden sürekli olarak ben Anadolu'da olmam gerekir diyordu. Arkadaşları ile sürekli olarak durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Güçsüz olanı bölerler parçalarlar. Onun için kara bulutları dağıtmanın ilk adımı olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmak için yola çıktı.
Samsun'a çıkış yolunda İngilizler takipteydiler. Onun için kıyıdan kıyıdan Samsun'a ulaşıldı. Samsun'da işgalciler kaynıyordu onun içinde oradan kısa sürede ayrıldı. İç kısımlara güvenlik için Havza'ya geçti.
Mustafa Kemal "milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır" diyerek kolları sıvadı. Hızlı başladı ve güzel neticeler aldı Anadolu'da. Rauf Bey, Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa, İsmet İnönü gibi paşaların yanında olması güvenini artırdı. Ama yabancı güçleri de o derecede rahatsız etti. Yabancı güçler kısaca işgalciler Mustafa Kemal'in çalışmasından çok büyük rahatsız oldular. Padişaha baskı yaparak geri çağrılmasını sağladılar.
Gelen emri reddetti. Üstündeki askeri elbiseyi çıkardı, sivil bir yurttaş olarak çalışmaya devam etti. Erzurum kongresi ve Sivas kongrelerini geniş katılımla yapmaya çalıştı. Kongrelerin sonucunda "milli iradeyi etkin kılmak esastır "ilkesi benimsendi.
Sivas kongresinden alınan neticeler ile belli bir süre daha yurt genelinde çalışmalar yaptıktan sonra 27 Aralık'ta Ankara'ya ulaştı. Yurt genelinde çalışarak 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Vicdanında milli bir sır olarak sakladığı cumhuriyetin ilk adımı atılmış oldu.
İşgal altındaki İstanbul'daki mecliste artan baskılar sonucu yurtseverlerin çoğu Anadolu'ya geçmek zorunda kaldı. 84 Mebusan Türkiye Büyük Millet Meclisin açılışında hazır bulundu.
Büyük harpler yaşadı bu vatan bu topraklar/yine de susmadı gök kubbede ezanlar/büyük ata Önder oldu açtı Büyük Millet Meclisini/sarsılmaz şekilde kuruldu milletin iradesi.
Millet iradesinin birliği kurtuluşumuzu sağladı. Yıllarca süren savaşlar yoksul yorgun ve cahil bıraktı. Aydınlar, okuyanlar, öğrenciler savaşa gidip dönmediler şehit oldular.
Dünyada olanlara, etrafımızda yaşayanlara bakarak, birlikte akıl ve bilim yolunda çok çalışmalıyız. Güçsüzsen, sömürülecek bir şeyin yoksa kimse yüzüne bakmaz. Ortak akıl ve bilim yolunda güçlü Türkiye hayali zor ve uzak olmaz.
Vatanımız da, uygarlığa ve bilimsel yolda çalışarak barış içinde kalarak, milletçe dünyanın saygın bir milleti olmak zorundayız. Yoksa parçalanarak, eziliriz. Bize yakışan ortak akıl ve bilim yolunda çok çalışarak başarılı olmaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.