Yılmaz SANDIKÇI

Yılmaz SANDIKÇI

BAYRAM SOHBETİ VE DEMOKRASİ

Bu yılın Ramazan Bayramı sohbetlerinde konu seçim sonuçları olacak bence. Konu seçim olur da demokrasi konuşulmaz mı? Konuşalım tabi, konuşalım da at izini it izinden ayıralım önce…

*

Bir önceki genel seçimlerden sonraydı, demokrasiyi konu aldığım köşe yazımı eleştirmek için arayan bir okur şunları söylemişti; “demokrasi ile seçilenler Avrupa Birliği kanunlarına uyum hatırıa günah olan zinayı suç olmaktan çıkardılar, haram olan domuz etini kasaplık et sınıfına aldılar işte bu yüzden demokrasi İslam’a terstir” diyordu… Mangalda kül bırakmadan konuşuyordu. O kadar ileri gitti ki “…demokrasi olmasaydı, seçilince böyle yanlışları yapacak siyasi partiler de olmazdı…” dedi… Yani partileri kapatmakla kalmıyor, demokrasiyi de kapatıyor ve millet iradesinin bir aile veya zümreye verilmesini, saltanatı savunuyor hem de halifelik şeriat gibi kavramlara sığınarak.

*

Bu kardeşimize şöyle bir soru ile yanıt vermiştim “…aracına binip trafiğe çıkınca bazı şoförlerin trafik kurallarına uymadığı görüyorsun değil mi, bazıları kaza yapıyor maddi zarara sebep oluyor hatta bazı şoförler ise ölümlü kazalara bile sebep oluyor. Şimdi bazı şoförler trafikte yanlış yapıyor, kaza yapıyor, ölüme sebep oluyor diye, trafiği mi yasaklamalı yoksa yolları mı kapatmalı yoksa araçları mı trafikten men etmeli mi yoksa taşıt araçları üreten fabrikaları mı kapatmalıyız?…

*

“Yok yaaa, olur mu öyle şey dedi, suçu kusuru olan şoförlere ceza kesmek ve gerekiyorsa ehliyetini elinden almak yeterli olur” dedi… Şimdi, bunu diyen kişi ile az önce bazı siyasi partiler ihanet ediyor, bazı siyasetçiler yanlış yapıyor diye demokrasiyi yasaklamak isteyen kişi, ayn kişi… Aynı kafada bu kadar iki zıt fikir barınabilir mi? Bu kafaların kandıkları yalanlar yüzünden yaptığı demokrasi düşmanlığı aslında kime hizmet eder? Siz söyleyin.

*

Demokrasiyi İslam’a karşıymış gibi anlatanlar, bu yalanı Müslüman mintanı içinde yayınca, yeterince düşünmeyen Müslüman kadeşlerimiz arasında demokrasi aleyhine haksız ve yanlış bir kanaat oluşmuş. Ben de bir dönem bu kanaate kapılmış biri olarak sormak istiyorum; Demokrasi İslam’a karşıdır diyenler, demokrasi yerine getirmek istedikleri saltanatı, İslamın hangi ilkesi ile savunabiliyorlar?

*

O saltanat ki beşinci(!) halife olan Muaviye’nin taht makamını kendi oğluna aktarmak uğruna peygamber soyunun kanını dökecek, peygamber torununun canına kıyacak kadar, müslümanı müslümana kırdıracak kadar gözü döndüren, dengeyi deviren bir zehirdir. O saltanat ki Osmanlı da dahil olmak üzere bir çok saray düzeninde kardeş, evlat, baba, amca, yeğen katliamını uygulatacak kadar güçlü bir zehirdir. Bu zehrin dozunu ayarlayamayan, demokrasinin değerini anlayamayan devletler de milletler de tarihe gömülmüştür.

*

Demokrasi İslama karşı değldir, demokrasi böylesine tehlikeli bir zehir olan saltanata karşıdır. Saltanat zehrinin panzehiri olan demokrasiyi İslam’a karşı gibi göstermeye çalışmak hangi aklın ürünü olabilir? Ve amacı nedir? Ve Müslümanlar böyle sözlere niçin kanarlar? İşin aslını aramak yerine söylenti ve görüntüleri taklit etmeyi yeterli gören Müslümanlar, kavramlar üzerinde yeterince düşünmedikleri için bir çok konuda çıkmaz sokaklara girip, kandırılıyor ve boş kavgalar ile zaman kaybediyorlar. Herkes kendi anladığını doğru diye anlatıyor ama hiç kimse gerçek olanı bulamıyor. Sonra gelsin kavgalar, birbirine düşsün Müslümanlar ve sefil olsunlar değil mi!?

*

Düşünmek insan olmanın en önemli özelliklerinden biridir, ancak hayvanlar da düşündüğüne göre insana yakışır seviyede düşünmek daha özel olmalı değil midir? Peki nedir bu özellik? Allah’ın yarattığı mahlukat içinde eşref-i mahlukat olabilmek, kişinin düşünme becerisindeki gelişme seviyesi ile doğrudan ilgilidir. Çünkü insanın düşünce becerisi şuur yani bilinç ile birlikte gelişir ve anlam kazanır. Bu anlam “düşünce üzerinde düşünebilme” becesini getirir!… Bu seviyede düşünen insan şekilere takılmak yerine manayı anlamaya çalışır. Bu durumda şekillere, görüntüye ve söylentiye kanmak yerine manayı anlamaya çalışanları engellemek için mantık ve felsefe derslerini yasaklayanların niyeti ne olabilir?

*

Düşünmediği halde, dinleyerek zan ile kananlar ve takip edenler “takip ettikleri kişinin kendilerini meraya mı yoksa mezbahayamı götürdüğünü anlayamazlar”! Ne acıdır değil mi’? Bunları, başlarına bir bela gelmeden kandırılmış olduklarına inandırmak da zordur. Yeterince düşünmeyen, şekillere bakarak, söylentilere kanarak, zan ile hareket edenlerin demokrasi düşmanlığı kime hizmet eder? Bu tiplerin, Muaviye’nin yaptığı gibi saltanatı kendi ailesine ve yandaşlarına bağlamasının İslama verdiği zararı görmeden demokrasiye karşı çıkanlar kime hizmet eder?

*

Kendisi ile çelişen, birbirine zıt olan fikirleri aynı anda doğru kabul edecek kadar düşüncesiz kişilerde güzel ahlak ve erdem gelişir mi? Demokrasi ancak güzel ahlak ile güzel uygulanır… İki yüzlü, yalancı, takiyeci ve kirli tiplerin suçunu demokrasiye atmak ahlaka yakışmaz…

*

Demokrasi, seçenin hesap sorma hakkını, seçilenin hesap verme sorumluluğunu güvence altına almaya çalışan bir sistemin adıdır. Böyle bir sistemin neresi İslam'a aykırı olabilir? Millete hesap vermeden milletin gücünü kendi menfaatine göre kullanmak isteyenlerin, Müslüman kılığında İslam düşmanlarına hizmet(!) edenlerin demokrasi İslama karşıdır gibi yalanlarına kanmamal ey Müslüman kardeşim.

*

Beşer seviyesinden, insan olma seviyesine yükselecek kadar aklını kullanma ve düşünme becerisine ulaşanlara ata yurt Özbekistan’dan selam ve dua ile nice bayramlar diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.