Yılmaz SANDIKÇI
ÇANAKKALE ZAFERİ
Dünya tarihini değiştiren, Türk milletinin "ya istiklal ya ölüm" azmini tüm dünyaya gösteren, yirminci yüzyılda Türk milletine tekrar özgürlük yolu açan, sömürülmekte olan milletlerin bağımsızlık mücadelesine ilham olan Kurtuluş Savaşımıza temel kuran Çanakkale Zaferimiz bazı çevrelerde hak ettiği ilgiyi görmez oldu sanki!
*
Mart 18, Çanakkale Zaferinin yıl dönümü kutlama ve anma mesajları ile geçti! Şoven söylemleri bir kenara bırakıp günümüze ve gerçeklere uygun bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?
*
Vatanımız dünyanın akupunktur noktasında bulunduğu için, dünyanın entrika ve oyunlarına sahne olmaktan kaçınamıyoruz. Sömürgeci, emperyalist batının en iyi uyguladığı senaryo bölgemizdeki farklıkları kaşımak, karıştırıp kışkırtıp milleti birbirine düşürmektir. Sonrası kolay; Böl, parçala, silah sat, madenlere el koy, yönet, güt ve yut taktiği. Bu oyuna düşmemek için günümüzü iyi anlamak bunun için de geçmişi doğru anlamak gerekiyor!
*
Çanakkale’de yatanlar nasıl et-tırnak gibi yaşadıysa, bugün de öyle yaşaması gereken milletimizi ayrıştırmak, birbirine düşürmek için küçük bazı değişiklikler ile aynı senaryoyu sahneleniyor emperyalistler. 1980 öncesi “Sağcı-Solcu” ayrışması yetmedi, şimdilerde “Milliyetçi-Ümmetçi”, “Sünni-Alevi”, “Gelenekçi-Gelecekçi”, “İlimci-Bilimci”, “Şeriatçı-Laik”, hatta “Kurancı-Hadisçi” vs vs vs şekillerde milletimizi birbirine düşürme senaryoları devam ediyor.
*
Birkaç yüzyıllık ABD, birlikte yaşayan 72 buçuk millet, düne kadar insan yerine koymadıkları zencileri de dahil ederek “bir millet” olma bilincine ulaşmışken, birileri, bin yıldan uzun süredir et-tırnak olmuş ve vatan topraklarını kurtarmak üzere birlikte can vermeyi göze almış halkların torunlarını, bizleri birbirine düşürmeye çalışıyor.
*
Bu halimizle, birlik bilincine dönmeden Çanakkale şehitlerine layık olabilir miyiz sizce? Bölgemizde oynanan ayrıştır, böl, parçala yönet oyununu bozmak ve kendi bölgemizde kendi oyunumuzu kurmak istiyorsak, Çanakkale’ye layık olmanın yollarını bulmalıyız önce!
*
Bu vesile ile 1999 yılından kalma ve kısmen karşılık bularak uygulanan şu önerilerimi tekrarlamak istiyorum izninizle;
*
- Millî Eğitim Bakanlığı orta öğretim müfredatına Çanakkale şehitlik ziyaretleri eklemelidir. Böylece milletin çocuklarına teorik dersler yanında millet olmanın, “birlik” olmanın, savaşın, bağımsızlığın, özgürlüğün, gazinin, şehidin, ölümün ne olduğu, İstiklal Marşının yazılmasına sebep olan ortamın nasıl olduğu geçmişin ışığında gösterilerek anlatılmalıdır.
*
MEB, bunları anlatırken Seyit Onbaşının “iman gücü” ile kaldırdığı bilmem kaç kilo top mermisini anlatıp, bilmem kaç kilometre uzaktaki hedefe isabet ettiren topu yapan “teknoloji gücünü” ihmal etme yanlışından dönmelidir.
*
- Devlet kadrolarına atanan memurlar, bürokratlar ile özellikle öğretmenler ve polisler yemin törenlerini Çanakkale Şehitliği’nde yapmalıdır.
*
- Seçilen milletvekilleri yemin törenlerini Çanakkale Şehitliği’nde yapmalıdır.
*
Bir de şu var, tüm dünyaya Türk milletinin "ya istiklal ya ölüm" azmini gösteren Çanakkale Zaferi bize de şunu göstermelidir bence; Çanakkale Savaşında, ordumuza yardıma gelen yeşil sarıklı evliyanın, sahabenin ve anlatılan türlü mucizenin Mustafa Kemal adlı bir yarbayın komuta ettiği ordunun zafer kazanmasına yardım ettiği dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Birilerinin iftira ve karalama yalanları ile kirletmeye çalıştığı komutan, dedikleri gibi biri olsaydı evliyaullah, hatta melekler Mustafa Kemal adını tarihe muzaffer bir komutan olarak yazdıran Çanakkale Savaşına yardım etmeye gelir miydi? Bir daha düşünmeli değil miyiz?
*
Bu sorunun cevabını, yalana iftiraya kanmak yerine işin aslını arayanlar, algı ile değil akıl ile düşünenler kolayca bulabiliyor aslında.
*
Bölgemizde kendi oyunumuzun senaryosunu kendimiz yazmak istiyorsak, düşman senaryolarında figüran oyuncu olmak istemiyorsak, düşman yalanlarını tarih diye anlatanların iftiralarına kanmayı bırakıp Çanakkale ruhuna nasıl layık olacağımızı düşünmeye başlamalıyız.
*
Dünya hâkimiyetini bilek gücü ile savaşanlardan alıp beyin gücü geliştirmeyi başaranlara veren gelişmeleri çocuklarımıza öğretmeliyiz. Millet olarak aklımızı, ilim ile bilim arasındaki farkı anlamak üzere geliştirmek için çalışmaya başlamalıyız! Selam, rahmet ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.