Yılmaz SANDIKÇI

Yılmaz SANDIKÇI

Kanal İstanbul Çılgın Proje

Ne dersiniz, Müslümanım demek yeterli mi; dilde değil, gönülde ve zihinde Müslüman olmak gerekmez mi sizce? Müslüman olmaktan gaye mana seviyesinde mümin olmaya çalışmak değil mi!? Şekilde ve sözde Müslüman olmak için beşer olmak yeterli görünse de mümin olmak için insan olmak gerekmez mi?
*
Peki, siyasî veya dünyevî menfaatler uğruna, işine gelen veya hoşuna giden haberleri, işin aslını aramadan yaymak insana yakışır mı? Hakkın yanında durmak yerine yandaşlık eden kişi “eşref-i mahlukat” seviyesine ulaşabilir mi? Mümin olmaya çalışan bir Müslüman, yandaşlık etmek için konuşur mu? Haklı çıkmak için konuşmak mı yoksa hakikati ortaya çıkarmak için konuşmak mı yakışır eşref-i mahlukat seviyesindeki insana, mümin olana?
*
Beşer davranışlarını ve beşerin oluşturduğu toplumları inceleyen bilim çalışmaları gösteriyor ki; yalan, yanlış sözler doğru bilgiden 6-8 kat hızlı yayılıyormuş. Sosyal medyada yalan haberler, doğru haberlerden yüzde 70 daha fazla paylaşılıyormuş…
*
Doğru bilgi hedefe ulaşıncaya kadar yalanın, yanlışın vereceği zararı düşünmek için beşer olmak yetmiyor, insan seviyesine çıkmak gerekiyor demek ki. Müslüman olmak yetmiyor, mümin olmak da gerekiyor demek ki!... Evet, gerekiyor çünkü, “…aldığı bir duyumu (malumatı veya haberi) doğruluğunu araştırmadan başkasına aktarmak Müslümana yalan olarak yeter…” ve “…yalan ile iman aynı vicdanda durmaz…” diye uyaran sevgili Peygamber (S.A.V.) efendimizi anlamaya çalışmadan insan seviyesine de mümin seviyesine de ulaşılmıyor… Bu yükseliş için düşünmek, sorgulamak, işin aslını aramak ve yalancı durumuna düşmekten korkmak gerekiyor. İyi de bu tehlikeden korkmadan konuşanlar, yazanlar ne tür Müslüman oluyor? Böyle Müslümanlar kime hizmet ediyor? Müslüman basireti, Müslüman feraseti nerede kalıyor?
*
Uzun zamandır gündemde değildi Kanal İstanbul Projesi, yeniden göndeme geldi; kimine göre “çılgın proje” büyük bir yatırım, kimine göre “çılgın israf” büyük bir harcama… Peki bu kadar farklı düşünce nasıl oluşuyor aynı konuda? Elbette fark bakış açısında...
*
Sağlıklı düşünen akıl tüm bakış açılarını birlikte değerlendirmeyi gerektirir. Buna rağmen işine gelen açıdan bakıp, hoşuna gideni konuşanlar hiç de az değil. Gerçekler, işine gelmese de hoşuna gitmese de değişmez yalan konuşmakla ama aldananlar yeterince çoğalınca, yalan bir söz, yanlış bir iş yol alır hızlıca… Elbette durur Bağdat’a varsa da… Ve geri döner doğrular menzile ulaşınca… İyi de yanlışın yolculuğunda verilen zararı kim karşılar hakkınca? Ya da doğru gecikecek olursa, yalandan, yanlıştan zarar görenler ne diyecek Hakk-ı huzurda? Düşünmek, dikkate almak gerekmez mi bu ihtimalleri insanca?
*
Kanal İstanbul Projesi hakkında konuşanlar hangi bakış açısından bakıyorlar sizce, ekonomi, sanayi, teknoloji, turizm, ticaret, inşaat, rant, para, doğa, çevre, lojistik, taşıma, jeoloji, savunma, demografi, nüfus değişimi, büyüme, entrika, iyi niyet, ittifak, dost, düşman, devlet, beka meselesi, vatan, birlik, dirlik, bütünlük vs vs..?
*Çok fazla bakış açısı var ve çok da karmaşık durumlar. Doğru sonuca ulaşmak için olaylar arasındaki ilişkiyi ve açılar arasındaki bağları da görmek gerekiyor? Projeye bir açıdan bakınca gerçekten çılgın, başka açıdan bakınca akla zarar! Hani bir söz vardır ”akıllı düşünene kadar deli kızını evermiş” diye ya, iyi de sormayacak mıyız “o kızcağızın sonu ne olmuş” everildikten sonra?
*
Görünene veya gösterilene takılıp kalmak yerine, işin aslını, esasını, önünü sonunu, çerçevesini anlamak için bütünü görmeye çalışmayacak mıyız mesela? Yani akıl ile mi düşüneceğiz, yoksa algı ile mi konuşacağız!? Bütünü görmek için taktik akıl seviyesinden çıkıp, stratejik akıl seviyesinde düşünmeyi öğrenmeyecek miyiz hala?.
*
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan çılgın projesini anlatırken “dünyada yeni bir ufku açacağız” demişti ta ne zaman… Bak bu harika bir bakış açısı! Başka bir konuşmasında ise "Montrö sadece Boğaz'ı bağlar” demişti... Bak bu da doğru bir bakış açısı! Ancak bu bakış açılarının karşısına geçip hepsine birlikte bakınca, ne görünüyor peki? İşin aslını arayanlar ne görüyor? Birileri Montrö anlaşmasının etkisinden mi kurtulmak istiyor?
*
Bunları konuşulurken aklıma şu gelmişti o zamanlar; ABD, Karadeniz'e kıyısı olan Bulgaristan, Romanya ve Gürcistan’da kurduğu üslere savaş gemileri ile askeri lojistik sağlayamıyor. Çünkü Montrö elini kolunu bağlıyor… Sonradan ortaya çıktı ki; bu yüzden Rusya ile savaşa soktukları Ukrayna'ya yeterli destek gönderemedikleri için sonuç bekledikleri gibi gelişmemiş… Bu bakış açısından bakınca Kanal İstanbul Projesi aslında ABD’nin bölgemizde planladığı bir çılgınlık olmasın sakın! diye bir soru ortaya çıkıyor, ne dersiniz?
*
“Boğaz’a paralel kanal açarak yeni ufuklar açacağız zannederken, kendi menfaatleri için vatanımız üzerinde bölücü yıkıcı planlar yapanların eline fırsat kanalları açmayalım” diye yazmıştım 5 yıl önce… Şu Montrö anlaşması var ya, Rusya – Ukrayna savaşı ile ne kadar üst bir aklın ürünü olduğu, ne büyük bir öngörü ile yapıldığı anlaşıldı bence. 90 yıl önceki bu öngörü sayesinde Türkiye Karadeniz’de büyük bir savaş tuzağına çekilmekten kurtuldu bence. Hatta dünya barışına devasa bir katkımız oldu Montrö sayesinde.
*
Böylesine çılgın bir projeye dış para güçlerinin sağlayacağı inşaat ve rant hayalleri açısından bakanlar, Montrö Boğazlar Sözleşmesinin engelinden kurtulmaya çalışanların, İstanbul Kanalını, Karadenizi savaş cephesine çevirme çılgınlığı için istiyor olma ihtimalini görebilir mi sizce?… Bu ihtimaller, ne kadar da çılgın ve korkunç değil mi sizce de? Böyle bir risk, inşaat parası için, rant geliri sağlamak için alınır mı?
*
Ne dersiniz hangi açıdan bakalım bu projeye? Hangi açıdan bakarsak bakalım, işin aslını aramadan, aldığı bir duyumun doğruluğunu sorgulamadan ahkam kesenlerden olmayalım. Yanlı, yanlış ve yandaş bakış açıları ile ahkam kesenlerin ve başkalarını yanıltanların yanlışlarını yayanlardan olmayalım. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.