Yılmaz SANDIKÇI

Yılmaz SANDIKÇI

MATEMATİK VE ADALET

Yaşadığımız şu çağda bazen binlerce yıl önce yaşayan insanların bildiklerini bilmemenin cezasını çekiyoruz gibime geliyor. Bazı insanlar yaşamı, doğayı dildeki binlerce sözcük yerine zihindeki sadece on rakam ve birkaç sembol ile anlamaya, anlatmaya çalışmışlar. Hatta müzik denen seslerin ahengini bile matematik ile açıklamaya çalışanlar olmuş. Öyle ki, matematik diline çevrilebilen müzik eserlerinin daha kalıcı olacağını, diğerlerinin unutulacağını söylemişler birkaç bin yıl önce. Hatta günümüzde bazıları için on rakam fazla geliyor, iki rakam yetecek herşeyi anlatmaya.

*

İnsanlar çok farklı türlere ayrılır. Ayrımlardan biri de, matematik bilenler ve matematik bilmeyenler. Bu konuda biraz derine inebilirsek, bu ayrımın aslında adalet bilen insanlar ve adalet bilmeyen insanlar demek olduğunu anlayabiliriz. Çünkü matematik bilenler, bir çok sorunu sorun olmadan aşmayı sağlayacak bir bilgiyi yani “eşitlik ile adaletin farklı şeyler olduğunu” anlayabilirler. Bu bilgiyi anlayanlar yaşamda görüntünün ardında duran işin aslını aramayı ve buldukları ile de yaşamı farklı boyutlarda yorumlamayı öğrenirler.

*

Anlayanlar, öğrenenler gelişir, yükselir… Anlamayanlar ise anlamak yerine kanmayı ve anlamadıkları şeyleri inkar etmeyi tercih ederler. Öğrenmek yerine ezber veya taklit ile yaşarlar. Anlamadıkları kişileri dışlayarak, ret ve inkar ederek, tekfir ederek ve düşmanlaştırarak kendi aralarında haklıymış, mutluymuş gibi bir görünmeye çalışırlar … Anlamayanlar, görüntüde haklı veya mutlu bir ortam sürdürmeye çalışırken farkında olmadan kadar yorulurlar ki, işin aslını anlamak için harcanacak zihinsel enerjiyi da boşa tüketirler.

*

Siz çocuklarınızın hangi insan türü arasında yaşamasını isterdiniz? Gelişme ve yükselme yönünde ilerleyenler arasında yaşamasını isterseniz, çocuklarınıza “anlamadığı şeyi inkar etmek yerine anlamak için anlayış kapasitesini nasıl artırması gerektiğini anlatın”… Anlamadığı kişiyi dışlamak tekfir etmek düşmanlaştırmak yerine anlamak için anlayış kapasitesini geliştirmeyi öğretin….

*

Anlamak ve anlaşmak insan olmanın en önemli özelliklerinden biridir. Anlaşmak denge noktasını bulabilmek demektir. Denge ise adalettir. Allah evreni bir denge üzerine kurduğunu söylüyor. Evrenin fizik temeli denge ise mana temeli de adalettir. İşte bu yüzden matematik öğrenen, matematik bilen toplumlarda adalet de gelişiyor. Gelişmenin temelinde yatan anlaşma yoksa adalet de olmuyor, adalet yoksa kalkınma da yalan oluyor. Büyüme ile kalkınma arasındaki farkı bilmeyenler boş konuşuyor.

*

Anlaşma yöntemleri, türlere göre farklılık gösterir; Hayvanlar koklaşa koklaşa veya tepişe tepişe anlaşır, insanlar konuşa konuşa anlaşır. Buna bir ekleme yapalım, gelişmiş olab insanlar kendisini var eden doğa ile matematik dili ile anlaşmayı öğrenir. Gelişmiş insanlarda matematik, insan ile evrenin anlaşmasını sağlayan bir dile dönüşür. Bu dil için bakkal matematiğinin birazcık üzerine çıkmak gerekir, dört işlemden biraz fazlasını anlamaya çalışmak gerekir ki anlamaya çalıştıkça anlaşmanın da tadı daha iyi alınır. Benden geçti artık deseniz bile, çocuklarınıza torunlarınıza matematik hakkında güzel şeyler anlatın. Öğretemezseniz bile öğrenmelerine ortam sağlamaya çalışın.

*

Örneğin, matematik, rakamlar ve bir takım semboller ile oynanan bir oyundur diyebilirsiniz. Allah’ın, yaratırken kullandığını söylediği kadr, ölçü, oran gibi sözlerin temelinde matematik durur diyebilirsiniz… Rakamlar, sayılar, semboller ve formüller ile anlayış kapasitemiz geliştikçe Allah’ı daha iyi anlamamızı sağlayan bir mucizedir matematik diyebilirsiniz. Allah anlayanları daha çok sever demeyi de unutmayın ki anlamadığı şeyleri inkar edenlere kanmasın çocuklarımız.

*

Matematik ile anlaşılanları dil ile ifade etmek için düşünce gelişir. Metematik içeren düşünce ile mantık gelişir. Matematik, dil ve mantık varsa, ortaya estetik çıkar. Sanat hayatı taklit eder, hayat ise sanatı takip eder demeyi de unutmayın! Estetikle buluşan sanat, sanayiye dönüşür. Diğer yandan sanayi demek teknoloji ve gelişmek demektir. Bunların hepsi bir toplumda dengeli bir şekilde buluşuyorya medeniyet oluşur. Medeniyet yapısının kapısıdır matematik.

*

Dünün ve günün ezberi ile donuklaşan beyinleri harekete geçiren bir kıvılcımdır matematik. Ancak, dinamik beyinlerden korkanların şerrinden korunması gerekecek kadar cılız bir kıvılcımdır ama gelişime açık beyinlerde aleve dönüşür; Ya yakar ya da aydınlatır ve ısıtır matematik. Bunu sağlayacak olan ise “farkındalık” sahibi olma, asıl ile benzer arasındaki farkı anlama, kanmak yerine öğrenerek anlama gibi insan olma becerileridir.

*

Örneğin, birkaç yıl önce aldığı kira geliri ile kurban kesebilen birisinin bugün aynı evden aldığı kira ile kurban kesemez hale düşmesinin nedenlerini anlamayı, çalışan maaşlarına yüzde 20’nin altında zam yaparken, devletin harçlarına yüzde 50 zam yapan kafayı analiz etmeyi sağlacak becerilerin tohumudur matematik. Bu becerilerin gelişmesini kim istemez? Matematik öğrenmeyi istemeyen adalet ister mi? Adalet istemeden şeriat istemek kime hizmettir?... Adalet olmazsa kalkınma olur mu? Sözlerle yayılan yalanlar, matematik bilen kafalarda bozulur!.. Anlayanlara selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.