Yılmaz SANDIKÇI
MİLLETEN ÜMMETE FİLİSTİN ÇÖZÜMÜ
Milletin tanımı üzerinde anlaşamayanlar, ümmeti anlayabilir mi? Sağlam ve düzgün tuğla yapamayanlar, düzgün duvar örebilir mi? Duvarlar düzgün ve güçlü değilse bina sağlam olur mu? Göklere yükselir mi?
*
İslam ümmetinin mensubu olan müslümanlardan öncelike mensubu oldukları milletleri maddi ve manevi yönde geliştirmeleri beklenmez mi? Milletini güçlendirmeyen, geliştirmeyen müslümanların milletler üstü bir birlik olan ümmeti güçlendirmeleri beklenir mi?
*
Peki, gelin birlikte bir cevap arayalım. Nedir millet?
— Millet aynı soya mensup insanların tümü.
— Millet aynı ülkede yaşayan insanların tümü
— Millet aynı devlet yönetimi altındaki insanların tümü.
*
Aynı soydan olup farklı ülkeler üzerinde farklı devletler kuran milletler olduğu gibi aynı devlet içinde yaşayan farklı soydan halkların kurdukları devletler karşımızda dururken, bu tanımlardan birisi ile sınırlı kalmak hiç de kolay değil bence! Kolay olsa bile yeterli değil.
*
Bununla birlikte devlet kuramayan veya millet olma vasfını yitirmiş “halklar” da karşımızda duran bir başka gerçek. Bir milletin farklı coğrafya veya farklı kültürde yaşayan parçalarına ya da millet olma vasfını yitirmiş topluluklara “halk” denir tanımını da eklemek yararlı olur. Bu halkları kendi menfaatlerine hizmetçi yapmak için devlet kurduran devletlerin, milletlerin varlığı da yine işimizi zorlaştıran bir durum.
*
Avrupa Birliği örneğine bakalım, atalarının kurduğu devleti başka milletlerin kurduğu devletler ile birleştirip, çatı bir devlet altında yaşamak isteyen milletleri görüyoruz. Bu devletler içinde yaşadıkları devletten ayrılıp AB çatısı altında olmak üzere kendi devletini kurma çabasında olan halkları da görüyoruz. Bu çabaların kanul görmediği ve engellendiği de ayrı bir gerçek.
*
Amerika Birleşik Devletleri, ABD örneği ise tek devlet çatısı altında yaşamak isteyen farklı halkların varlığını gösteriyor. Bu durum, millet tanımında, soy birliği olmasa bile halkların “birlikte yaşama isteğini” önemle dikkate alma gereğini ortaya çıkarıyor.
*
Milletin ne olduğunu tanımlarken, dünya siyasetinin ve dengelerin devletlerin gücü ekseninde oluştuğunu dikkate alarak, “bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı, devletin üzerinde kurulu olduğu ülkeyi vatan kabul eden ve gelecekte de birlikte yaşama isteği olan insanların tümüne” millet denir şeklinde özetlemek konuya giriş yapmak için yeterli olur kanaatindeyim.
*
Diğer tanımlar da yanlış değil elbette ama “ümmetçi görünmek için milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı görmezden gelerek, millet-milliyetçi düşmanlığı yapanlara, müslüman milletleri güçlendirmeden bir ümmet kurulamayacağını” anlatabilmek için böyle bir tanımda birleşmek gerektiğini düşünüyorum…
*
Söz buraya gelince, basiret sahibi gözlerin, ümmetçilik hatırına milliyetçiliği ayaklar altına alan kafaya kananların, kendi milletini başka milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi ettiğini gördüğünü de ifade etmek istiyorum. Belki de bu yüzden Müslümanların kafası, birçok konuda olduğu gibi millet tanımı konusunda da karışık bırakılıyor.
*
Soya dayalı yönetilen devletlerin kısırlaştığı ve ırkçılık batağına düştükleri gerçeği, bizi farklılıkları harmanlayabildiği ölçüde kalkınan devletleri görmeye zorluyor. Gerçekleri görmeyenler ya da görmezden gelenler, yaşamın yıkıcı rekabet ortamında zorlanıyor hatta sefil oluyor.
*
Sefalet içindeki kafalar, Türk Milleti gibi tarihin derinliklerinde gelen bir milletin, devlet kurduğu vatan üzerinde “tek devlet”, “tek vatan” ve “aynı gelecek” ekseninde bir dünya gücü olma çabasını anlamıyor. Türklerin bu çabasına, farklı coğraflayalardaki “kardeş” devletlerin varlığımı ekleme bilincini de beslemek gerekiyor. Türk milletine düşen ise gücümüzü bölme planlarına hizmet eden yalan ve oyunlara kanmayı bırakıp “millet birliğimizi güçlendirmek” oluyor….
*
Türm Müslüman devletlerin benzer şekilde güçlendiğini düşünün, bunlar bir araya geldiği zaman ümmetin gücü nasıl da kolayca ortaya çıkar değil mi? Ne dersiniz?
*
Peki, İslam ümmeti gücünü gelişmiş Müslüman millî devletlerin işbirliği üzerinden ortaya koysa Filistin Müslümanları yıllardır böyle bir zulme maruz kalır mıydı? Ne dersiniz? Bu konu tek yazıda bitmez devam ederiz inşallah. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.