Mustafa ÖZLÜK
Doğu ve Batı Farkı
Devlet adamı, demokrasi ve insan haklarının örnek temsilcisi olmaları gerekir. Demokrasinin işlerliğini sağlayan kurumları korur ve geliştirir. Bu düzenleme ve gelişmeler milletin yararına yapılır. Adaleti ve çalışmaları ile milletin gözünde ve gönlünde iz bırakır.
Her yerde Atatürk'ün izi var. Yaptıkları akıl ve vicdanlarda yer etmiştir. Onun için yıllardır gönüllerde sonsuz yeri. O Türk milletinin kurtarıcı ve kurucu lideridir.
Kurumların, toplumlar için önemi çok büyüktür. Eğitim kurumlarında çalışan öğretmenler Cumhuriyet ile birlikte çalıştığı bölgenin sorunlarını tespit etme görevleri vardı. Yerinde görülen sorunlar tespit edilerek, yukarıya aktarılır çözüme kavuşturulurdu.
Ülkemizdeki doğu ile batının farkı eğitimdir. Eğitimin somut ve bilimsel sonucu farkı aşmıştır. Ülkeyi yönetenler doğusuna başka batısına başka bakmazlar. Eğitimin yanında sosyal yapıda çok önemlidir. Doğuda, ağalar, şeyhler, şıhlar aydınlanmaya mani olmuşlardır. Batı eğitime erken başlamış doğuda çok geç kalınmıştır. Devletin sorunu değil bölge halkının sorunudur olanlar. Eğitime ulaşmak için gerekli çalışmalar doğuda erken başlamamıştır,
Çok doğuya da gitmeye gerek yoktur. Aynı yanlışlar, çoğu bölgelerimizde görülmüştür. Devletimizin yeni harflerle açtığı okulları gavur okulu olarak gösterildi. Çok gerilere gitmeye gerek yoktur. 1960'larda bile köye okul yaptırmaya direnç göstermişlerdir. Gündüz yapılan gece yıkılmıştır. Devlet baraka okullarına çare buldu. Zaman içinde okulların değeri anlaşıldı. Barakanın yerini güzel okul binaları aldı.
Yıllar sonra bu binalar yine garip kaldı. Baykuşlara yuva oldu buralar. Maliyet hesabı yapılarak taşımalı eğitime geçildi. Eğitime maliyet hesabı olarak bakılamaz. Bu uygulama büyük bir hataydı korkunç bir yanlıştı. Yıllardır hala taşımalı eğitim devam ediyor.
Daha da olumsuz gelişmeler oldu. Öğretmenler de taşınmaya başladı. Halk öğretmeni görmez oldu. Bu da çok yanlıştı. Öğretmenin taşınması kendi iradesiyle oldu. Konforu ve rahatını düşündüler, yanlış yaptılar.
Bir heyet ile eğitiminize nasıl katkı yaparız diye bir beldede toplantı yaptık.
Toplantı ile kaldı olumlu katkı sunamadık. Velinin birisi söz alarak öğretmenlerin derste uyuduğunu söyledi. Kış günü erken kalk soğuğu ye. Sıcak yerde uyuklama veya uyumada göreyim. Önemsiz gibi görünse de öğrencinin ve öğretmenin taşınması ile eğitim olmaz.
Fark doğu ile batı arasında böyle açıldı. Bazı bölgeler eğitime engel olurken bazı köylüler eğitime, okula nasıl kavuşabilirizin peşine düştüler. Köye telefon getirmek için para toplanır. Kasabaya gidip önce kasabalara, ilçelere şebeke çekileceği söylenir. Önce ilçe ve kasabalara iletişim hizmeti gidecek ondan sonra köylere gidecek cevabı alırlar. Parayı maliyeye yatır derler, demekte kalmazlar baskı kurarlar yöneticiler.
Haftaya parayı getireyim diyerek çıkar. Okul yaptırma fikri aklına düşer. Mustafa Kemal Atatürk'e telgraf çeker. Bir saat sonra yanıt gelir. Beldedeki bütün kurumlara yardımcı olun okul yapına emri verilir. Orman yetkilerine kereste ihtiyacını karşılama emri verilir.
Atatürk'ün muhtara yanıtı. 'Muhtar senin gözlerinden öperim. Sorduğun soruya cevabım şöyledir. Terazinin bir gözüne Ula'yı değil bütün dünyayı dolanarak yirmi defa dolaşacak tel çekmeyi, diğer kefesine senin köye okul yaptırmayı koysalar senin köye okul yaptırma ağır gelir. Sen topladığın parayı okul yaptırmak için kullan der.' İşte yöneticideki duyarlılık hassasiyet ve önem kendini burada gösteriyor.
Eğitime yurdumuzun her noktasında, gereken değer Cumhuriyet ile birlikte verildi. Eğitime yurdumuzun her yerinde gereken değer verilseydi bugün karşımızda bambaşka bir Türkiye olurdu. Milli gelirimiz, sanayimiz ve teknolojimiz çok gelişirdi.
Memleket sorunlarının çözümünü, fazla düşünmeye gerek yoktur. En yaygın ve hızlı şekilde bilimsel eğitim seferberliği olması gerekir. Bilimsel eğitim ve teknolojiyi geliştirme yolları, ortamları her alanda sağlanmalıdır. İnsanımızın gereksinimleri yerli kaynaklarla sağlanmalıdır. Teknoloji üreterek ihraç yaparak ülkenin kalkınması sağlamalıdır. Yaşam, kalitesini yükseltmek üretmekle mümkün olur.
En kaliteli program etkinliği, özgür çalışma ortamı öğretmenlere sağlanmalıdır. Bölgesel farklılıkları ortadan eğitimde kalkacaktır. Herkes gücüne ve durumuna göre çalışıp üretecektir. En kolay geçerli reçete eğitimdir, üretimdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.