Mustafa ÖZLÜK

Mustafa ÖZLÜK

Verimli Toprakların Yoksulları

Derbent 1930 yılına kadar Ilgın'a bağlı bir köydü. 1930 yılında kasaba olunca doğrudan Konya'ya bağlandı. 1990 yılında da Derbent ilçe oldu.

Derbent'in Ilgın' la bağı hiç kopmadı. Orada yaşayan hemşerilerimiz, akrabalarımız vardı. Türkiye'nin her yerinden canlı hayvan pazarına gelirler Ilgın'a. Derbentliler de hayvancılıkla uğraştıkları için Ilgın pazarına devamlı uğrarlardı.

Ilgın kaplıcaları ile de ünlüdür. Hem tren yolu hem de karayolu içinden geçer Ilgın'ın. Yol medeniyet getirse de kalkınmada lokomotif olmuyor.

Ilgın eski bir ilçe olsa da görünümü kasaba idi. Çiftçilik ve hayvancılık köy gibi ilçede de yapılırdı. Akşehir ile komşudur. Akşehir nüfus olarak üç, dört kat fazla idi eskiden. Akşehir ismi gibi küçük bir şehir görünümündedir.

1982 yılında şeker fabrikası açılınca Ilgın kabuk değiştirdi. Kasaba görünümünden hızla çıkarak ilçe hürriyetine kavuştu. Hem nüfus hızla arttı konutlar ve sosyal yapıda büyük değişiklikler oldu.

Bir fabrikanın o bölgenin değişimi, gelişimi için, ne kadar etkili olduğu en güzel örnek Ilgın'dır. Toprak evlerden hemen çok katlı evleri birden çoğaldı. Köy yaşantısından hızla kent yaşamına geçildi.

Balıkesir'in Susurluk ilçesi benim kaldığım zamanlarda cıvıl cıvıl canlıydı. Şehirlerarası işlek bir yol üzerinde, ayranıyla ünlü bir ilçe idi. Şeker fabrikasının kapanması ile suyu çekilmiş değirmene döndü Susurluk. İşte fabrikanın bir yerin üzerindeki etkisini göstermesi açısından en somut örnek Susurluk.

Kalkınma için tarımın ve sanayinin ne kadar önemli olduğu yukarıdaki örneklerde görüldü. Millet olarak ne tarımdan geçebiliriz ne de sanayiden uzaklaşabiliriz. Bunları terk ettiğimizde açlık ve yoksulluk kapımız dan gitmez.

Vatan ve millet için en önemli yatırımların özelleştirilmesi doğru değildir. Çiftçi özel şirketlerin insafına terk edilemez. Ilgın'a can suyu olan şeker fabrikası 2018 yılında özelleştirilmiştir. Başlangıcı ile özelleştirme sürecini ayrıca değerlendirmek gerekir.

Sayın Recep Konuk'un bereketli toprakların fakir bekçileri olmayalım demesi ne kadar önemli ve anlamlıdır. Toprak ekilecek sanayiyi besleyerek kalkınma gerçekleşecek.

Ilgın kaplıcaları çok eskidir. Osmanlı imparatorluğu kurulmadan burada kaplıca vardı. Şifa umuduyla insanlar yıllardır faydalanırlar kaplıcalardan.

Ilgın kaplıca suyu içilir ve şifadır. İdrar yoluna, böbreklere, kadın hastalıklarına çok iyi gelmektedir. Ayrıca cilde çok faydalıdır. Övünerek söyleyebilirim ki Türkiye'de cilt için tektir.

Köylerde kasabalarda çiftçiler desteklenmesi gerekiyor. Coğrafi konumuna göre ürün belirlenmesi ve teşvik edilmesi gerekir. Çiftçinin karnı bulunduğu yerde doyması mutlu olarak yerinde yaşaması gerekir.

İlçelerde önemli fabrikalar yapılarak sanayinin gelişmesi gerekir, herkes bulunduğu yerde karnı doyar mutlu olursa, nüfus şehirlere akmaz. Kentlerde kapasitenin üstünde nüfus yoğunluğu da olmaz.

Kentlerde önlenemeyen göçler üretimi de bitirme noktasına getirdi. Kentlerde su kirlendi, hava kirlendi, gıdalar bozuldu. Yaşam kalitesi de sürekli düştü.

Yaşımız epeyce ilerledi. Çocukluğumuzdan beri üreticinin elinde ucuz tüccara geçince pahalanmış. Yıllarca bunun önüne geçilemedi.

Tarlada domates, karpuz, kavun kaç lira? Pazarda markette kaç lira? Üretici kazanmaz ise, üretmeyi terk ediyor. Yarın tüccara da bir şey kalmayacak böyle giderse.

Şu anda süt üreticiden 11'ile 12 lira arasında alınıyor. Tüketiciye de 18 ile 20 lira arasında satılıyor çiğ süt. Yemleyen pisliğini temizleyen çilesini çekenin sattığı fiyata bak alıp satan 8 liranın kazanması hak mı? Üretici sütten 8 lira kazanabiliyor mu?

Sadece bizde değil dünyada gıda su çok önemli olmaya başladı. Bunları kaybettikten sonra geri getirmek çok zor olacağından aklımızı başımıza almamız gerekiyor. Bu kişisel bir mesele değil millet meselesidir aynı zamanda dünya sorunudur. Millet olarak kendi imkanlarımız dahilinde el ele vererek önlemler almamız gerekiyor. Açlık, susuzluk insan için en zor olanıdır. Kimse aç, açıkta kalmadan başta çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamamız gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.