Osman AVANOĞLU
ANAMAS EFSANESİ
Yörede Beyşehir Gölü ve Anamas Dağları’yla alakalı pek çok efsane anlatılır.
Dedegül ve Karagöl Efsanesi, Çoban Kayası Efsanesi ve Anamas Efsanesi bunlardan bir kaçıdır.
Anamas Dağlarının adının nereden geldiğini aktarmak istiyorum. ‘Anamas’ adının nereden geldiğiyle alakalı iki farklı efsane var.
Sizlere aktaracağım ilk efsaneyi rahmetli annem çocukluğumda her seferinde harama el uzatmamam konusunda beni tembihlercesine sık sık anlatırdı.
Anamas adının nereden geldiği ile alakalı ilk efsane şu şekildedir:
Bir zamanlar Anamas Dağlarında yer alan obalardan birinde yaşayan dul bir kadın ile küçük oğlu varmış. Huyu kötü olan dul kadın, oğluna küçük yaşlarda hırsızlığı ve soygunculuğu öğretmiş.
Oğlan hırsızlığa ilkin komşularının kümeslerinden yumurta çalmakla başlamış. Çaldığı yumurtaları eve getirip anasına verir, anası da “Nereden aldın?” diye sormaz, pişirir beraberce yerlermiş. Oğlan yumurtanın ardından tavuk, tavuğun ardından koyun çalıp anasına getirmeye başlamış. Çaldıkları günden güne yıldan yıla büyümüş, artmış. Anası hiçbir zaman “Nereden aldın?” diye sormayıp “Keşke az daha çok olsaydı.” dermiş.
Oğlan büyüyünce Anamaslar’a dehşet saçan azılı ve acımasız bir eşkıya olup çıkmış. Astığı astık, kestiği kestikmiş. Soymadığı kervan, basmadığı oba kalmamış. Hırsız oğlan ahaliyi canından bezdirmiş. Bey, peşine askerlerini takmış bu acımasız eşkıyayı yakalatmış. Hırsız oğlanın işlediği suçlar çok olduğundan asılmasına karar verilmiş.
Darağacına götürülürken sonra arzusunu sormuşlar. Hırsız oğlan demiş ki:
“Beyim, ben aslında suçsuzum, asıl suçlu anamdır.”
Bey hiddetle sormuş:
“Hırsızlıkları, soygunları anan mı yaptı, kervanları anan mı bastı?”
Hırsız oğlan:
“Yok, anam yapmadı ben yaptım lakin hırsızlığa beni anam alıştırdı, teşvik etti, hep çalıp soyup getirmemi istedi. O yüzden beni asma, Anamı as.”
Bey bu eşkıyanın yetişmesinde anasını da suçlu bulunca, hırsız oğlanın anasını da getirtmiş, ikisini birden astırmış.
Bu olaydan dolayıdır ki Anamas dağının ismi “Anamı As” tan gelme imiş. “Anamı as” zamanla “Anamas” haline gelmiş.
Anamas adıyla alakalı ikinci efsane ise şöyledir:
Doğuya sefere çıkan ünlü Makedonya Kralı Büyük İskender, ordularıyla Beyşehir’de kendi adıyla anılan İskender Bağlarında konaklamış. O zamanlar Anamas Dağlarının eteklerinde bulunan Beyşehir Gölü’nün öte yakasında, “Amazonlar” denilen kadın savaşçılar yaşarmış. Kral, onların kendisine boyun eğmelerini istemiş fakat Amazonlar bunu kabul etmeyip Büyük İskender’in elçisini geri çevirmişler.
Büyük İskender buna çok kızmış ve Amazonların üzerine asker göndermiş. Amazonlar, uzun süre, İskender’in güçlü askerlerine karşı savaşmışlar. Bakmışlar ki; yenilip esir olacaklar, kapalı bir yer altı obruğuna dökülen çağlayanın düdenine koca kayaları yuvarlayıp kapatmışlar. Düşman askerlerinin girdikleri vadiyi sular basmış. İskender’in askerleri azgın sular karşısında helak olmuşlar. Ancak, Amazonlar muhtemel sonlarını tahmin ettiklerinden, kendilerini de bu sulara atarak tutsak olmaktansa, ölmeyi yeğlemişler.
Onların bu onurlu ölümleri, Büyük İskender’i çok duygulandırmış. Anılarını yaşatmak için yurtlarına Amazonlar adını vermiş. Amazonlar adı zamanla Amanoslar’a çevrilmiş, ardından Anamaslar adını almış.
Bir başka anlatıma göre de kendilerini göle atan Amazonlar, boğulmayıp gölde balık olmuşlar ve bu güzel balıkların adı zamanla Amazan, ardından Sazan olmuş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.