BAYRAM İÇİNDE BAYRAM

İçinden geçtik zamanın, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından azat olan. En değerli nimetlerin bazılarına tuttuk oruçlarımızı. Yoksunluğun, yokluğun aslında hayatın sonu olmadığını müşahede ettik. Kalplerimiz yumuşadı, elimizde şükredilmesi gereken ne kadar nimet olduğunu fark ettik. Paylaşmanın ikram etmenin eşsiz lezzetiyle donattık sofralarımızı.

Nerede o eski bayramlar serzenişleri arasında, geçmişi yad etmek yerine, o eski bayramları özlenesi yapan olgularını yeniden yaşayabilmek için, sadece hatıralara değil eskide kalan insanlarımıza en azından bir selam vererek, yani sılayı rahim yaparak, bir pencere açmakla başlamak gerekiyordu.

İçinden geçtik zamanın, belki de geçen bayram yanımızda olmasına rağmen, bu bayram olmayan sevdiklerimize özlem duyarak. Akın akın mezarlıklara koştuk, çoğumuzun ellerinde çiçekler, herkesin dillerinde dualarla, geçmişlerimize rahmet okuyarak. Belki de bir nebze olsun ondan koku alabilirim diyerek toprağını koklayanlar, sanki mezar taşını okşadığı zaman sevdiğinin başını okşamış gibi bir iletişim kuranlarla…

İçinden geçtik zamanın, bize bu yıl da bayram yaşatan, akrabalarımızı, hastalarımızı, ihtiyarımızı ziyaret ederek. Kapıdan pencereden bir gelen olur mu diye bekleyenlerin bu bekleyişini boşa çıkarmadık. Bir şekere, üç beş kuruşluk harçlığa sevinenlerin sadece çocukların olmadığını, yıllardır bizi görmeyen yakınlarımızın bizi gördüğünde yüzündeki sevincin de o çocuk sevincinden farksız olmadığını gördük.

İçinden geçtik zamanın, belki de biraz hüzün, biraz hayal kırıklığı da yaşayarak. Görmek isteyip de görmediğimiz nice beklentilerimizin gerçekten çok eskide kaldığını gördük. Geçmişlerimizden devraldığımız değerlerimizi, gelecek nesillere aktaramadığımızı görmek, hevesimizi kırsa da o nüveyi içinde taşıdığını bilmek, hala bir geriye dönüş olabileceği umudunu yeşertti.

İçinden geçtik zamanın, şehir kültürünün birçok adet ve gelenekleri ortadan kaldırsa da hala taşrada, köyde bayramlar, nerede o eski bayramlar serzenişi içinde olanlara bir nebze bu hasreti gidermesine vesile oluyor. İletişim çağında iletişimsizlik sancılarının hat safhada olması, köylerde eski nüfusun kalmayışı biraz ket vursa da biraz olsun şehirde yaşayanlardan daha avantajlı olduklarını inşallah anlarlar.

İçinden geçtik zamanın, yaşayabildiğimiz kadar bir bayram düştü payımıza. Daha nicesine ulaşabilmek duasıyla. Toplumun dini ve milli değerlerinin bir arada yaşandığı ikinci bir bayramın gölgesiyle bayram içinde bayram yaşadık. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Ramazan Bayramının son günün de misafirimiz oldu.

Son olarak, madem ki en son içinden geçtiğimiz çocuk bayramı, çocuklara yazılan bir şiirle bitirelim, tekrar daha nice bayramlara ulaşmak duasıyla…

Dünyayı verelim çocuklara

Hiç değilse bir günlüğüne

Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar

Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında

Dünyayı çocuklara verelim

Kocaman bir elma gibi verelim

Sıcacık bir ekmek somunu gibi

Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar

Dünyayı çocuklara verelim

Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı

Çocuklar dünyayı alacak elimizden

Ölümsüz ağaçlar dikecekler...

Nazım Hikmet

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum