Yakup ÇAK
SAHİ YARIN NE GÜNÜ?
Her gün için bir özel sebep bularak, sözde dolu dolu değerlendirdiğimizi zannettiğimiz bir çağdayız. Sanal bir dünyanın çevrelediği hayatta, yapay çiçekler gibi naylondan sevgiler, değerler, değerlilerimiz, rengi solmayan ama kokusuz ya da o çiçeklerin konsantre edilmiş kokularını aldığımız ama kendisini göremediğimiz, yapay günleri yaşıyoruz.
Bir yıl içinde sanki o değer verdiğimiz, adına gün addettiğimiz sebepler kıymetli değilmiş gibi, sırf o gün adına, kesenin ağzını açtığımız, çarşaf çarşaf resimlerle süslediğimiz, daha gün bitmeden de gösterdiğimiz yapay sevgimizi soldurduğumuz ve bedelini peşinen ödemesini istediğimiz, ticaretin daniskasını yaptığımız günleri yaşıyoruz.
Yarın neyin özel günü olacak merakıyla takvim sayfalarını karıştırıyoruz. Atlamamamız gerekiyor, çünkü hatırı kalır o özel günün. Pardon o güne addettiğimiz sebebin. Bir gün annelere, bir gün babalara, bir gün sevgililere vs.
Plastik çiçekler gibiyiz rengimiz koyu, aromamız parfüm şişesinden. Görüntümüz gerçek gibi görünse de içimiz naylon, rengimiz naylon, yapraklarımız ruhsuz, kaba, sert. Sevgilerimiz kısır, saygılarımız, kısıtlı, her şeye bedel biçiyoruz karşılıksız nefes bile olamıyoruz. Kuşlar bile konmuyor dalımıza. Yapay bir dünyanın süslü raflarında yaşıyoruz.
Özel günler belirliyorlar, özümüzü, ruhumuzu peşkeş çektiğimiz tefeciler. Onların takvimine uyuyor, onların listesinden bir gün daha seçip gururla kutluyoruz. Seçim hakkımız yok, düşünme hakkımız yok, eleştirme hakkımız yok.
Vitrinler dolusu hediyeler alıyoruz, nefsimizi tatmin edebilmek için. Sevdiklerimizin gönlüne biçtiğimiz bedel olan hediyeler. Oysa insan her zaman ilk önce kendisi için yapar güzellikleri. Sonra sevdiklerimizle paylaşırız. Nasıl olsa bir bahanemiz de var, bugün bilmem ne günü. Tebessüm bekleyenlere yapay çiçekler sunarız, sevdiklerimizden daha çok biz tatmin olur, biz mutlu oluruz.
Oysa ne kadar tuhaftı annesine, anneler günü hediyesi olarak, küçük elektrikli mutfak eşyası alan çocuğun, annesinin elinden işini almak yerine, ona daha güzel yemekler pişirmesi için eşya alması ve o annenin bu hediyeye sevinmesi.
Sanal mutluluklara alışıyoruz. Bünyemiz hakiki mutluluğu ne kadar kaldırır bilinmez. Duygularımızı ifade edebilmek için küçük ekranlardan bizi en iyi şekilde ifade edecek bir resim, bir video arıyoruz. En güzel bir sözümüzü bile bir sanal görsel ile destekleme ihtiyacı hissediyoruz.
Elbette ki, sevdiğimiz kıymetlilerimize gösterdiğimiz bir günlük değer, onların gönlünü hoş eder gibi görünse de biliyoruz ki, onlar bizim gözlerine muhabbetle baktığımız bir an için dünyaları değişmezler. Ve yine biliyoruz ki onlar sevgiyi sadece bir günlük değil, bir ömürlük beklerler.
Hepsi bir yana, sevdiklerimize zaman ayırabilmek için onlara özel bir gün tayin etmek yerine, bizim için her zaman özel olduklarını hissettirmeli ve zamanımızın en büyük bölümünü onlara ayırmalıyız. Sahi yarın ne günü?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.