Yılmaz SANDIKÇI
CEHALET TERCİH Mİ MECBURİYET Mİ?
Eski Türkiye’de fikir suçu vardı. Yeni Türkiye’de fikir kalmadı.
*
Eski Türkiye’de yol yoktu, yolsuzluk vardı! Ama ortaya delilli belgeli bir iddia atılınca, ilgili makamlarda oturanlar istifa ederdi. Çünkü, iddiaların tarafsız araştırılmasına ortam hazırlama kültürü vardı… Yeni Türkiye’de istifa etme diye bir kültür kalmadı ama inkar kültürü oldukça gelişti.
*
Şimdi, boş verin iddiaları, Sayıştay raporlarına bile sağırlık var!
*
Eski Türkiye’de kuyruklar vardı. Eski Türkiye Kıbrıs’a Barış Harekatı yapacak ve ABD’nin askeri üslerini kapatacak cesareti vardı. Vatandaş o kuyrukların, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlık direncini kırmak isteyenlerin koyduğu ambargolardan kaynaklı olduğunu anlayacak kadar kültürlü idi..
*
Eski Türkiye’de işin aslını anlayanlar için o kuyruklar bir siyaset malzemesi değil onurlu bir duruşun bedeli idi. Yeni Türkiye’de de kuyruklar var ancak “hamdolsun” var! Kuyruklar ile hamdolsun arasındaki bağı kuramayacak seviyede bir kültür var. Buna kültür denirse tabi.
*
İşin aslını anlamayanlar Eski Türkiye’deki kuyrukları bile siyaset malzemesi yapıyorlar. Hem de görüntünün ardında yatan gerçekleri anlamaya çalışmadan.
*
Eski Türkiye’de üniversite sayısı az idi ama lise mezunu bir kişi, bugünün üniversite mezunlarından daha bilgili, kültürlü ve bilinçli oluyordu. Yeni Türkiye’de üniversite çok ama üniversite mezunları eski Türkiye’nin lise mezunları kadar bilgili değil, kültürlü hiç değil… Bilinç ise nanay! Komplo teorileri ile yönetilen algı operasyonlarının gazında çoğu …
*
Eski Türkiye’de sanat okulları, meslek liseleri vardı, devlet parasız yatılı okulları vardı, milletin yoksul çocukları millet tarafından millete hizmet etsin diye okutulurdu. Yeni Türkiye’de teknik okul eksiği var. Hem mesleksizlik hem de işsizlik had safhada. Devlet parasız yatılı okullarının yerini cemaat yurtları almış. Milletin çocukları, ipi kimin elinde olduğu belli olmayan cemaat ve tarikatlara hizmet için okutulur olmuş.
*
Eski Türkiye’de eğitim sistemi her hükümet değiştiğinde değişirdi. Rakip partiler de birbirini suçlardı. Yeni Türkiye’de 22 yıldan beri hükümet AK Partide olmasına rağmen her bakan değiştiğinde milli eğitim politikası değişiyor. Yine de hükümet partisi rakip partileri suçluyor. Bu eğitim anlayışından geçenlerin çoğu hükümetin yaptığı yanlışlar için muhalefet partilerini suçlayan söylemleri yutuyor.
*
Milli Eğitim Bakanlığının son icraatındaki niyetleri, yeni müfredatı tanıtırken “eğitim modeli” yerine “maarif modeli” demeleri ile ortaya çıkıyor sanki. Gelenekçilik görüntüsünde gericilik mi yapıyor birileri?
*
Biz de bunları seçerek, beyni akıl, zeka ve bilinç ile kullanmak yerine beyni ezber hafıza ve zan ile kullandıran cahilleştirici müfredatı(!) tercih etmiş oluyoruz değil mi?
*
Sonuç olarak, Eski Türkiye’de fikir suçu vardı. Yeni Türkiye’de fikir de kalmadı neredeyse. Bence, tek merkezden üflenen sesler çıkıyor her yerden.
*
Fikirsiz kişiler, başkalarının fikirleri ile konuşurlar. Fikirsiz kişiler, başkalarının projeleri için çalışırlar. Fikirsiz kişiler, Arap gelenekleri ile Allah’ın İslam dini arasındaki farkı da anlamazlar, din diye geleneklere, rivayetlere, söylentilere ve hurafeye sarılırlar.
*
Fikirsiz kişiler, milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı anlamadan milliyetçilik düşmanlığı yaparken, cibilliyetsizleşerek başka milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi olurlar.
*
Fikirsiz kişiler, olaylar, fikirler, projeler yerine kişiler ile uğraşır, zan ile inanır. Dedikodu yayar bunlar, dedikodu konuşurlar ve düşman yalanlarını tarih diye anlatanların yalanlarını sonunu düşünmeden yayarlar.
*
Oysa kanmak da kandırılmak da zan ile hareket etmek de en az kandırmak kadar suçtur, günahtır ilahi adalet katında. İnsan olarak adaleti tesis edemeyenler, ilahi adaleti anlar mı Allah aşkına? Bunlar tercih ettikleri cehalet ile kime hizmet etmekteler sizce?
*
Selam olsun zan ile kanmak yerine işin aslını arayan ve dinin manasını anlamaya çalışan herkese.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.