Mustafa ÖZLÜK
Yumurta Çatladı
Tavuk yumurtadan, yumurta tavuktan ikilemi çatlak yumurta da durur. Hatta kokar, çürür. Üretmeyen milletlerin sonu da çürümektir. Toplumu ayakta tutan, diri tutan üretimdir.
Türkiye bilinçli olarak üretimin dışına itilmiştir. Kişisel çabalar sonuç vermedi. İstenilen verim ve kazanç sağlanamadı. Üreticiler yavaş yavaş pes etmek zorunda kaldılar.
Ülkelerin kalkınma hızını yükselten üretimdir. Ekonominin temeli tarımdır. Çiftçinin ürettiği sanayide ham maddedir. Yerlidir, millidir. Yani çiftçilerle üretim ile diridir.
Tütün ne oldu? Kağıt fabrikaları ne oldu? Maden işletmeleri ne oldu? Pancar üretenler ve şeker fabrikaları ne oldu? Şeker fabrikaları vatandı, ne oldu?
Üretimin durması veya yavaşlaması göçü hızlandırdı. Milyonlarca insan üretimin dışına çıktı. Tüketici oldu, işçi oldu. Nüfus şehirlere yığıldı. Ekilip dikilen alanlara konutlar yapıldı. Rant kapıları açıldı
Ve büyüdü. Nüfusu milyonu geçen şehirler ile övünür olduk. Sonucu ve geleceği göremedik. Çalınan havaya göre oynadık.
1960-1970'li yıllarda dahil Konya'nın içinden sığır sürüleri çıkardı. Fırın işleten bir insanın evinde ineği vardı tavuğu vardı. Toplumun her kesiminde, kısaca herkes üretim yapmaktaydı. Köylülerin yazı kışı yoktu çalışma vardı. Köylü yıl boyunca üretmeye çalışırdı. Şimdi köylerde tavuk yok, inek yok. Yağı, yoğurdu, sütü bütün ihtiyaçlarını şehirden karşılar oldu.
Yani herkesin elinde kuru değnek var şimdi. Başkasının eline ve ürettiği ne bakıyor. Bu gidişin sonu yok. Şimdiye kadar hiçbir yerde de olmamıştır.
Eğitimi ve yaşamı eve sıkıştırarak gelecek kurulamaz. Gelecek eğitimde ise eğitimin temeli de üretimdir. Buna en somut örnek köy enstitüleri idi. Tarihi tecrübemiz ve birikimimiz var. Başka çareler aramaya gerek yoktur.
Anaokulunda sebze ve meyve yetiştirmeye çalışan ülkeler var. İnek besleme ve süt sağımını gösteren eğitim veren anaokulları var. Biz seyirci olarak Dünya ile rekabet edemeyiz. Ağaç yaş iken eğilir misali en küçük yaştan en büyük yaşa kadar üretmeyi öğretmeliyiz.
Yerinde üretime başlarsak göçü de önleriz. Üreterek Dünya ile rekabet ederiz. Sağlıklı ve mutlu milletler arasına gireriz. Üretmesek boyun eğer seyrederiz. Bu kadar net ve açıktır.
Almanya'da bir milyonu geçen şehir sayısı üçtür. Bizde sadece İstanbul'un nüfusu 16 milyondur. Burada ne yapılır, dünyaya selam çakılır.
Yumurta üretim aracıdır. Kendi kendini üretir. İşkence aracı değildir. Faydası kadar, çürüğü de çok zararlıdır. Onun için üretmek, toprağımıza sanayimize, doğamıza sahip çıkmak görev ve sorumluluktur. Gelecek nesillere iyi bir geleceği, üreterek ve koruyarak sağlayabiliriz.
Üreterek kendimize yurdumuza insanlığa faydalı olabiliriz. Üreterek büyür, üreterek kalkınırız. Birlikte huzurlu ve mutlu yaşarız. İnsan olarak çağımız dan ve geleceğimizden sorumluyuz. Sorumluluk bilinciyle doğamızı koruyalım.
Üreticinin elinden çıkmadan hiçbir ürün değerinde satılamıyor. Örgütlü olmadan kooperatifleşmeden çözüm bulunmaz üreticinin elindeki ürün değerlendirilemez. Yıllar önce bir üretici ağlayarak anlattı. Değirmene buğdayını vermiş, para değil ben zamanı gelince sizden kepek alacağım demiş. . O gün bu şartlarda buğdayı elli kuruştan vermiş. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra kepek almaya gelmiş kepek atmış kuruş demişler. Kardeşim benim buğdayımı elli kuruştan aldınız kepek atmış kuruş olur mu? Sizin tarladan kaldırdığınız ürün, bizimki sanayi ürünü demişler. Bizimki sanayi ürün olduğu için elbette farklı olacak demişler. Üretmek çok güzel ama örgütlenmezsen kooperatif kurmazsan ne üretirsen üret değerinde satamazsın. Örgütlenirsen kum gibi ufalanacağız, örgütlenirsek kazanıp büyüyeceğiz. Aklın yolu örgütlenmeyi ve kooperatifleşmeyi gerektiriyor. Bilinçlenme, birleşme ve birbirimize güvenmek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.